Gazi Mustafa Kemal Atatürk bizlere her konuda örnek olduğu gibi spor konusunda da örnek bir lider. Her hareketiyle, her düşüncesiyle bize adeta bir idol olabilen Atatürk’ün spora olan sevgisi ise çocukluk yaşlarında başladı. Spor alanında yapılan çalışmaları her zaman destekleyen Mustafa Kemal’in spora verdiği önemi kanıtlayan ve bizlere yol gösterici olan birçok sözü de var. Bu sözlerden biri, belki de en bilineni ise şu: “Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.” (blog.decathlon.)


Atatürk’ün Spora Olan Sevgisi Nasıl Başladı? Ulu önder, çocukluk yıllarından itibaren spora hayatı boyunca hep ilgi duydu. Yüzme, ata binme ve güreş ise her zaman sevdiği, ilgiyle takip ettiği spor dallarından bazıları. Ancak bu spor dallarından bir tanesini her zaman daha çok severdi. O spor dalı ise hiç şüphesiz güreş. Atatürk, nerede güreş yapan sporcular görse hemen izlemeye koyulur; müsabakaları bitince ise onlarla sohbet etmek isterdi ve sporcuları yanına davet ederdi. Onun güreşe olan ilgisini ise çocukluk arkadaşı Asaf İlbay şu sözleriyle anlatıyor: “Kuvvetli ve cesaretli insanlara hayranlık duyardı. Güreşe bayılır, mahalle çocuklarını sık sık güreştirir, seyrine doyamazdı.”  
Atatürk Ülkemizde Sporun Gelişimi İçin Neler Yaptı? Atatürk, Cumhuriyet’i kurmadan önce ve kurduktan sonra sporun ülkedeki gelişimi için farklı çalışmalarda bulundu. Bu çalışmalarından birini 1915 yılında gerçekleştirdi. Osmanlı Genç Dernekleri Genel Müfettişliği’ne atanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, okullarda jimnastiğe ayrılan sürenin artırılmasına dair raporunu hükümete sundu. 1915’teki çalışmasından sonra 1920 yılında spor konusunda yeni bir gelişmenin öncüsü oldu. Atatürk, 18 Temmuz 1920’de, Muhafız Takımı’nın kurulması için emir verdi. Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı’nı ise 1922 yılında kurdu. Böylece Türkiye’nin ilk spor teşkilatı İstanbul’da kurulmuş oldu.  
Türkiye’nin ilk spor kongresini 1924 yılında gerçekleştiren Atatürk, ölümüne kadar bu kongreleri devam ettirdi ve kongreler boyunca sporun ülkemizdeki gelişimi konusunda çeşitli düşünceler üretti. Bu kongreler sonucundaki projelerinden biri olan Ankara Hipodromu, 1925 yılında inşa edildi. At ve At Yarışı Islah Encümeni de bu vesileyle kuruldu. Ayrıca Gazi Koşusunu 1927 yılında başlatan Gazi Mustafa Kemal, böylece at yarışları dalında ülkemizde ilerleme gösterebilmemizi sağladı. 1928 yılında oluşturduğu Gençler Ligi ile Türk futbolunun gelişimi için büyük bir adım atan Atatürk, 1930 yılında ise at yarışlarının gelişimi için Türkiye Binicilik Federasyonu’nu kurdu.  
Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nün 6. başkanı olan Ahmet Fetgeri, 19 Mayıs’ın spor bayramı olarak kutlanmasını önerdi. Bu öneri kongrede oylandı, kabul edildi ve Atatürk’ün de kabulüyle yasa hâline geldi. Spor bayramı böylece ilk kez 1926 yılında Samsun’da kutlandı. Atatürk’ten miras kalan 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı, her yıl tüm ülkemiz ve sporcularımız ile birlikte onu anmamıza aracı oluyor. Atatürk’ün Sporla İlgili Söylediği Sözler Ülkemizde sporun gelişimi için büyük adımlar atan Atatürk, söylediği sözlerle birlikte bugün tüm sporculara yol gösteriyor.

“Sporda başarılı olmak için bütün milletçe sporun niteliği ve değerini anlamış olmak, ona kalpten sevgiyle bağlı olmak ve onu vatani görev saymak gerekir.” diyen Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal, sporun yalnızca sporcular tarafından değil tüm millet tarafından anlaşılmasıyla sporda başarı kazanılabileceğini belirtiyor. Böylece sporda gerçek bir başarı elde etmenin sırrını tüm ülkenin omuzlarına yüklüyor. “Cumhuriyet fikren, ilmen ve bedenen kuvvetli ve yüksek seviyeli muhafızlar ister.” sözüyle ise Mustafa Kemal, Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşaması ve gelişmesi için sporun ve sporcunun şart olduğunu bizlere hatırlatıyor. 30 Ağustos Zafer Bayramımızı coşkuyla kutluyor, daha aydınlık ve daha sportif Zafer Bayramları yaşamayı temenni ediyoruz.

  1. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim. 2. Spor yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlâk da bu işe yardım eder. Zekâ ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler , zekâ kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben Sporcunun zeki çevik aynı zamanda ahlâklısını severim. 3. Her çeşit spor faaliyetini Türk gençliğinin milli terbiyesinin ana unsurlarından saymak lâzımdır. Bu işte hükümetin şimdiye kadar olduğundan daha çok ciddi ve dikkatli davranması , Türk gençliğinin spor bakımından da milli heyecan içinde , itina ile yetiştirilmesi önemli tutulmalıdır. 4. Türk milleti anadan doğma sporcudur. Henüz yürümeye başlayan köy çocuklarını bile harman yerinde güreşirken görürsünüz. Ata en çok , ve iyi binen yalnız Türk erkekleri değildir. Türk kadını da bu işi iyi bilir. 5. Türk çocuklarına sporun bu günkü tekniğini öğretmek ve bunların bir kısmını bazı törenlerde ve bayramlarda dekor ortaya koymak gerekir. Buna lüzum var mı, yok mu ? gibi soruya söyle cevap verilebilir. Esasen yoktur ; fakat hakikati ufak bir örnekle ispat edebilmek için gereklidir. Müspet bilimlerin temellerine dayanan , güzel sanatları seven , fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kuvvetli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık delilidir. Bütün millet ve memleket evlatlarını sportmen yapabilmek için sarfedilen çalışmanın ehemmiyet ve kudsiyeti aynı derecede kıymetli ve mühimdir.