Sezonun ilk maçları her zaman bir başlangıcın ötesinde, aynı zamanda yeni umutların da habercisidir. Fenerbahçe’nin sahaya çıkan ilk 11’ini gördüğümde, hem heyecan hem de iki yıl öncesinin hatıraları zihnimde belirdi. Jorge Jesus yönetimindeki Fenerbahçe’nin Ümraniyespor’a karşı oynadığı ilk iç saha maçı aklıma geldi. Yine bir Portekizli antrenörle sahadaydık ve orta sahada ofansif özellikleriyle bilinen Lincoln tercihi, bir strateji olarak öne çıkmıştı.Jorge Jesus, ligi henüz tanıma aşamasındaydı ve içerideki “kolay” olarak değerlendirilen bir maçta 2 puan kaybetmesi, sezonun ilerleyen dönemleri için bir uyarı niteliğindeydi. O gün, basit görünen iç saha maçlarının bile ne kadar kritik olabileceğini bir kez daha hatırlamıştık.
Bugün ise, kadro kalite olarak çok daha üst seviyede, ama yine de benzer bir denemenin işaretlerini görüyoruz. Bu kez farklı olan ise, sahada daha deneyimli ve oturmuş bir takım var. Maç öncesi bu tercihler üzerine düşündüğümde, heyecanımın yanında hafif bir temkin de hissettim. Çünkü orta sahada ofansif bir 8 numara ile oyunu kontrol etmek, hem fırsatlar hem de riskler barındıran bir tercih.Ofansif planı anlarken defansif aksiyonların dengesini merak ediyordum.
Fenerbahçe’nin bugün sahaya çıkardığı kadroda bu dengeyi nasıl kuracağı, sadece bu maçın değil, sezonun geri kalanı için de belirleyici olan Mourinho’nun çözüm önerisi, orta sahada oynayan oyuncuların çok yönlülüğünü artırmak ve gerekirse bu pozisyonda daha savunma yönü güçlü bir oyuncuya yönelmek olabilir. Elinde Krunic,Zajc ve Crespo varken rotasyonda dahi kullanmamak yönetime Mourinhoudan ciddi bir mesaj gönderildiğini söyleyebilirim.
Hazırlık maçları, Lugano eşleşmesi ve Lille deplasman maçından sonraki endişem; Fenerbaheçenin Türkiye ligi büyük takım gerçeklerinden farklı bir oyun tercih etmesiydi..Ancak maçın ilk 10 dakikasıyla beraber bu endişem kısmen kayboldu.Avrupa ve lig arasında keskin bir oyun anlayışı farkı beni çok sevindirdi.Ligin özellikle iç saha güçlü oynunu gerekliliğini Mourinhounun sahaya yansıtmayacak olma ihtimali benim en çok endişelendiğim konuydu.Ancak korktuğum olmadı.Oyun gücü yeterli olmasa da mantalitenin doğru olması gelecek adına sevindiriciydi.4-5 hafta sonra çok daha güçlü bir iç saha oyunu göreceğimizi düşünüyorum.
İsmail 2 stoper arasına girerek oyun kuruyor.Özellikle İrfan 3. Bölgeye geçerken çapraz topla Saint Maximin üzerinden birebir yakalayarak pozisyon üreterek gol aradı.İlk 15 dakika bu plan üzerinden geçti.Ardından hakemin klasik olarak oyunun soğumasına izin vermesi,ön alan baskısında çalan saçma düdükler, taç atışının yerini değiştirmek gibi gereksiz duraklamalarla ve rakibin verilmeyen net kırmızı kartı Fenerbahçenin temposu kesildi.Ancak Saint Maximini durdurmak için bundan çok daha fazlasına ihtiyaç var.Yeni “Jay Jay Okocha” delici dribbling sonrası öyle bir servis yaptı ki iç saha maçlarının en zoru olan o ilk golü Kadıköy’de Dzeko ve milyonlara hediye etti.Ferdi-Maximin bağlantısı şuan için oldukça zayıf.Ancak bunun oluşması için zamana ihtiyaç var.Bugün Maximini izleyen bizler için bunu sabırla beklemek hiç zor olmayacak.
İlk yarı en çok göze batan şey; kronik sorun haline gelen Fredin olmadığı orta saha kurgusuydu.10 numarada Tadici görmem heyecan verici olsa da reaksiyon konusundaki yaşla beraber gelen düşük temposu kanatta sırtı rakibe verip çizgiye baktığında avantaja dönen topu tutması, yeni mevkisinde bir dezavantaj yaratıyor.Doğru yerlerde topla buluşsa da yaşının verdiği bu eksiklik Fenerbahçenin ondan yararlanmasını düşürüyor.Acilen bir orta saha transferi ile rollerin belli olduğu bir düzene geçmek gerekiyor.Orta sahayı by-pass geçerek Maximin ve İrfan ile 3. Bölgeye geçiş yapmak bir seçim olsa da orta sahadan da delici olmak zor maçlar için bir zorunluluk…
Ferdi Erenay Kadıoğlu
Konsantrasyonu ve istikrarı en güçlü yanı olan Ferdi Kadıoğlu’nun transfer görüşmeleri nedeniyle kafasının karışık olduğu çok net belliydi.Bu durumun hızlı bir şekilde çözülmesi ve Ferdinin sözleşmesi uzatılarak takımda tutulması gerektiğini düşünüyorum.O sadece bir sol bek değil. Takımın oyun kurulumundaki en büyük gücü olmakla beraber bu takımın en eski oyuncusu ve Fenerbahçe’nin yakın hafızasındaki her travmadan güçlü ayrılmış gizli bir kaptan, soyunma odasında olması gereken bir Fenerbahçe efsanesi olma adayı…
Her iyi oyuncu Avrupa’ya transfer olmak zorunda değil.Fenerbahçenin kendi elinde olgunlaşmış bir yeteneğe de ihtiyacı var.Mourinho başarının takım mirasından geldiğini bilen bir teknik direktör olduğundan dolayı Ferdinin ayrılmasına izin vereceğini düşünmüyorum.Umarım Ferdi bu konuda ikna olur ve efsanemiz olur.