Mourinho'dan Rodrigo Becao açıklaması Mourinho'dan Rodrigo Becao açıklaması

Mourinho, Türkiye'de ve Fenerbahçe'de çok fazla baskı olduğunu belirterek, "Yusuf'u, Real Madrid'de Varane'ı oynattığım gibi oynatabilirim" dedi. Portekizli çalıştırıcı, Samet Akaydin'i korumak amacıyla kadroya almadığını ve ona moral vermek istediğini ifade etti.

Oyunculardaki gerginliğin giderilmesini en iyi yolunun maç kazanmak olduğunu belirten Mourinho, şöyle konuştu:

"En iyi terapi maç kazanmaktır. Bizler iyi bir dönemden, üst üste 5-6 maç kazandığımız dönemden geçiyorduk. O dönemde dengeli ve özgüvenli olduğumuzu hissediyorduk. Sonrasında kaybetmeyi hak etmediğimiz bir maç oynadık ve dünya tersine döndü. Futbolda dünya tersine çabuk dönüyor ama Türkiye'de 3 katı çabuk dönüyor. Bizler için gerçekten zordu. Livakovic'in yaşadığı sakatlığın gerginlik sebebiyle olduğunu düşünüyorum. Kas sakatlıklarının birden çok sebebi oluyor. Bazen yorgunluk, bazen ters hareket, bazen de gerginlikten dolayı olabiliyor. Oyuncular maalesef kristal bir küre içinde, dışarıda olanları duymadıkları, bilmedikleri bir dünyada yaşamıyorlar. Bu sebeple bizler için kolay bir hafta olmadı. Hafta boyunca takımı bu maça hazırlamaya çalıştık. Hazırlıklarımız taktikten çok psikolojik dengeye sahip olma odaklıydık."

Müsabaka öncesinde oyuncularını motive etmek istediğini ifade eden Mourinho, şunları söyledi:

"Maçtan önce oyuncularıma 'Öyle ya da böyle bu maçı kazanmamız gerekiyor. İçinizde o ateşe sahip olmanız gerekiyor. Tabii ki o ateşe sahip olurken içinizde suyu da taşımanız gerekiyor. Sadece ateşle oynarsanız saçma hatalar yaparsınız, saçma kart görürsünüz.' dedim. Dolayısıyla dengeyi bulmak önemli. Kariyerimde 1170'in üzerinde maça çıktım. Benim için bu durum kolay ama onlar için zor. Şimdi Eyüpspor maçımız var. O maçı da kazanabilirsek sonrasında 5-6 gün evlerine gidip futboldan uzaklaşma imkanları olacak. Bunun da en iyi terapi olduğunu düşünüyorum. Ama dediğim gibi en iyi terapi maçları kazanmak. Çok kısa süre öncesine kadar biz bu ligin en çok gol atan, en az gol yiyen takımıydık. Liderle aramızdaki fark 3 puandı. 3-0, 4-0 kazanabileceğimiz bir maçı kaybettik. Sonrasında bir anda her şey felaket oldu. Türkiye'de durum bu şekilde. Ben burayı seviyorum, sadece bana Türkçe öğretmiyorlar. Bu yüzden söylenenleri anlamıyorum. Muhtemelen işlerini kaybetmemek için bana Türkçe öğretmiyorlar."