Biliyorum, herkesin kızgın olduğu tek bir isim var: Mourinho...
Ancak bugün kızgınlıktan daha fazlasını düşünme zamanı. Bu sezon beşinci bile olsak, her şeyi sıfırdan başlatma lüksümüz yok. Fenerbahçe’nin geleceği için sabırlı olmalı ve takımı, hocayı, bu yapılanmayı birkaç sezon daha desteklemeliyiz.
Maç istatistiklerinde üstün olmamız, pozisyonları gol ile sonuçlandıramamamız maalesef bir mazeret değil. Topa daha çok sahip olabiliriz, daha fazla pozisyona girmiş olabiliriz, ama günün sonunda sonuç tabelaya yazılıyor. Galatasaray sahada daha net, daha kararlı olan taraftı. Bunu kabul etmeliyiz.
Artık fark 5 puan ve Galatasaray geçen sezon sadece 12 puan kaybetti. Bu yılın dinamikleri de çok farklı değil. Şampiyonluk şansımızı büyük ölçüde kaybetmiş durumdayız. Bugün sahada istediğimiz sonucu alamasak da, bu mağlubiyetin ardından nasıl bir yol izleyeceğimiz daha önemli.
Fenerbahçe’nin kısa vadeli çözümlerle başarıya ulaşamayacağını artık anlamalıyız. Şampiyonluk bu yıl gelmese bile, bu takımın mirası ve inşası için en az iki, belki üç sezon sabretmeliyiz.
Galatasaray maçı kazanmasının yanı sıra Fenerbahçe için düşündürücü olan hak ederek kazanmasıydı.Bu maç özelinde bunu kabul ettiğimizde maçın önemi işte böyle ortaya çıkıyor.Ligin geri kalanında sezonu kimin hakettiği bu maç üzerinden çok rahat konuşulabilecek.Çok önemli psikolojik bir eşiği kaybetmiş durumdayız.
Ancak bizim için önemli olan artık realist şekilde bu mağlubiyetten çıkaracağımız dersler ve uzun vadede nasıl bir yapı kuracağımız. Fenerbahçe’nin güçlü bir yapı oluşturabilmesi için aynı istikrarı sürdürmesi gerekiyor. Ani hamlelerle, köklü değişikliklerle tekrar başa dönmek, geçmişte bizi hep aynı sonuçlara götürdü.Çünkü yönetimi değiştirecek iradeyi gösteremedik.
Kadıköy’de bu tür sonuçlar görmek elbette acı verici. Ancak şu an için en büyük mücadelemiz, uzun vadede şampiyonluğa ulaşacak bir takım yaratmak ve Avrupa serüvenine biraz daha ümit bağlamak olacak.Bunu kabullenmek bu kızgınlıkla çok sor olsa da gelecek başka şekilde inşa edilmiyor.