Uğur Meleke: "Şansın büyük rol oynadığı bir satranç maçı" | 210 dakika süren, deyim yerindeyse kan-ter ve gözyaşı dolu, iki hocanın satrançvari hamleleriyle geçen eşleşmenin kaderini şanssızlıklar belirledi. Toplam beş golün üçü savunma oyuncularının ters vuruşlarıyla geldi, bir de penaltı ekleyin o tabloya. Lille 10 kişi kaldığında, 109’da Oğuz Aydın girseydi keşke. Yorgun Lille’e karşı onun sürati fark yaratabilirdi sanki. Yazık oldu gerçekten. (HÜRRİYET)


Engin Kehale: "Turun hakkı bu değildi" |

Mourinho, ikinci yarıda sertliği, tempoyu ve riskleri artırdı. En-Nesyri’yi oyuna atarak ön tarafı çiftledi, golü bulup tekrar dengeye dönmeyi düşündü. O beklenen gol, aynı ilk maçta son dakikada F.Bahçe’nin aleyhine olduğu gibi, bu sefer Lille’in hatasından temsilcimizin lehine oldu ve maça tutunduk. Uzatmalarda her şey istediğimiz gibi giderken, rakip 10 kişi kalmışken Oosterwolde’nin yaptığı basit hata ise sarı lacivertlilerin emeğinin karşılığını alamadan Kadıköy’den ayrılması anlamına geliyordu... (HÜRRİYET)

Gürcan Bilgiç: "Jose, Avrupa Ligi'ni kazanırız demişti" |

Uzatma dakikaları oyunun kontrolü ile hata yapmamak arasında gitti-geldi. Bartuğ-Dzeko değişikliği ile orta saha enerjisini geri aldı Mourinho. Bitime 10 dakika kala kırmızı geldi, Lille 10 kişi kaldı. "Tamam, oluyor" derken Jayden'in kontrolsüz duvarında top eline geldi. Maçın kahramanı, maçın ipini de çekti aslında. 4 dakika oynadılar gol sonrasında. Cenk'in üst direkte patlayan kafa vuruşu ile futbolun adaletindeki 'şans' takdiri devreye girdi. Şampiyonlar Ligi olmadı. Çok istediler, çok koştular ama olmadı. Ellerinde Avrupa Ligi var bu kez. Jose Mourinho'nun 'kazanırız' dediği… (SABAH)

Ömer Üründül: "10 kişi kalmaları Fenerbahçe'ye zarar verdi" |

İkinci yarıda F.Bahçe daha atak oynamaya başladı. Mourinho 63. dakikada En-Nesyri ile çift santrfora döndü. Dzeko, Tadic ve Saint-Maximin de fiziksel olarak yorulmuşlardı. Bu durumda 10 dakika Lille oyunu domine etti. Ama hasarsız atlatıldı. Sonra F.Bahçe yüklenmeye devam etti. Mourinho son koz olarak Cenk'le 3 santrfora döndü. Uzatma bölümünde de F.Bahçe öne geçti. Artık seyirci de coşmuştu, takım da hırslanmıştı. Ekstra bir enerji yüklenmesi oldu. Uzatmada da işler iyi gidiyordu. Oyunun gidişatı F.Bahçe'nin lehineydi. Mourinho, uzatmalara başlamadan Dzeko'yu çıkartıp Bartuğ'u alarak doğru hamle yaptı. Ve bu arada rakip 10 kişi kaldı. İşte bu 10 kişi kalmaları F.Bahçe'ye zarar verdi. İşi penaltılara bırakmadan bitirelim diyerek tüm riskler alınınca rakip önce 1 kişi eksik kontratak yaptı. İkinci kontratakta VAR'dan gelen penaltı kararı ile şok gol geldi. Cenk'in direkten dönen kafası büyük şanssızlıktı. Szymanski ve İsmail Yüksek, çok efor sarf ettiler. (SABAH)

Bülent Timurlenk: "Ne önemi var" |

Fransızlar rakibe çarpan, kontrpiye iki golle kazanıp geldikleri İstanbul'da topa daha fazla sahip olurken geçmiş sezonlarındaki kadro kalitesinden uzak olmaları, Fenerbahçe'nin üretmekteki sıkıntılarıyla karşı karşıya geldiğinde maç son çeyrekte bir Rus ruletine döndü. Mourinho, 3 santrforlu dizilişe dönmüş gemileri yakmıştı, Fransızlar kendi kalelerine attıkları golle kendilerini ateşe atarken uzatmalarda takımı ayakta tutacak olan kondisyon değil, Kadıköy'deki taraftardı. Onların desteğiyle ayakta kaldı Fenerbahçeli oyuncular… 10 kişi kalmış böyle bir rakipten yenilen gol, Osayi ve Cenk'in direkten dönen topları… Futbolda bunlar var ama orta sahada Fred'i yedeklemeden buraya gelmiş olmanın affı yok. İki maçta oynadığı futbolla Fransızlar turu hak etti mi, bu takım gruplarda ses getirir mi? Cevabı kocaman bir hayır ama bunun ne önemi var… (SABAH)

Ali Gültiken: "Vites düşük kaldı" |

Fenerbahçe'nin, Mourinho'nun takım teşkiline baktığımız zaman savunmada daha güvenli, daha garanti oyuncularla oynama tercihini gördük. Bunu doğal görebiliriz ama işin hücum tarafında Fenerbahçe'nin hem daha yüksek oyun temposuna hem de bire birde daha etkili olabilecek oyuncu performanslarına ihtiyacı var. Bu işi yapması beklenen iki önemli isim Tadic ve Szymanski, bu maç için Fenerbahçe'nin hedefine yardımcı olamadılar. Yine oyunu hareketlendiren ve takımda heyecan yaratan isim, kulübeden gelen İrfan Can oldu. İki maç sonucunda bu tur Fenerbahçe'nin geçebileceği bir turdu düşüncesi, akıllarımızda kaldı. Sahadaki oyun ve yaratıcılık bir vites daha yukarı çıkabilseydi Fenerbahçe, play-off'taki rakibini bekliyor olacaktı. (SABAH)

Faik Çetiner: "Fenerbahçe direkten döndü" |

Maç gitti gidiyor derken, uzatma dakikalarında gelen golle hem sahadakiler hem de tribündekiler çoştu. Uzatma dakikalarına moralli başladık. Osayi ve İrfan Can’ın kanat atakları ile pozisyonlar bulan Fenerbahçe gerçekten şansız bir uzatma devresi yaşadı. Rakip 10 kişi kalmasına rağmen Oosterwolde’nin eline çarpan top VAR’a takılınca İspanyol hakem penaltıyı verdi ve rakip turu yakaladı. Osayi’nin ve son dakikada Cenk Tosun’un direkten dönen topları Fenerbahçe adına inanılmaz şansızlıktı. Lille elenmiyecek bir takım değildi. Fenerbahçe için direkten döndü diyebiliriz. Maçı izleyenler gördü ki Fenerbahçe’ye gerçekten yazık oldu. (FANATİK)

Cem Dizdar: "Bu maç zor ötesi mi?" |

Maçın belki de en iyi oyuncusu Jaden Osterwolde’nin dengesinin bozulduğu anda eline gelen top nedeniyle Fenerbahçe yolculuğuna Avrupa Ligi’nde devam etmek zorunda kaldı. Şimdi düşünelim, diyelim ki Mourinho haklı ve Türkiye Ligi zor bir lig... Peki bu maçı nasıl tanımlayacağız? Zor ötesi olarak mı? (FANATİK)

Serkan Akcan: "Mourinho takımı olmak" |

PFDK duyurdu: Fenerbahçe'ye para cezası! PFDK duyurdu: Fenerbahçe'ye para cezası!

Fenerbahçe, Lille’e karşı bir dakika bile geri adım atmadı, seriyi uzatmaya götürecek karakteri de sahaya koydu ama biraz da futbol şansı gerek. Fenerbahçe artık Avrupa Ligi’nden ilerleyecek. Avrupa’da başarı için Mourinho’ya sahip bir takım olmak yetmez, Mourinho takımı olmak gerekir. (FANATİK)

Editör: Arda Erden