Beşiktaş

Spor yazarlarından Beşiktaş - Bodo Glimt maçı yorumları: Amartey'in hediyesi

Spor yazarları, UEFA Avrupa Konferans Ligi D Grubu 4. maçında Beşiktaş'ın Bodo/Glimt'e 2-1 mağlup olduğu karşılaşmayı değerlendirdi.

Abone Ol

Amartey'in hediyesi - Güntekin Onay |

Daha ilk dakikadan itibaren orta sahada doğru dürüst organize olamayan Beşiktaş, bunun sonucunda hem savunmada hem ofansta sorunlar yaşadı. Bodo/Glimt tıpkı ilk maçtaki gibi çok kolay pozisyonlara girdi. Özellikle tamamlanamayan hücumlar ve ikinci topların kaybedilmesi, Beşiktaş açısından oyunu kâbusa çevirdi.

Daniel Amartey’in bu takımın stoperi olmadığı, oynamaması gerektiği ilk günden belliydi. Kötü performansıyla Şenol Güneş’in istifasında büyük payı olan Amartey dün de Eric Bailly’nin sakatlığı sonrası girdiği maçta ilk golü rakibe resmen hediye etti.

Beşiktaş’ın sadece bonservisine 4.5 milyon Euro ödediği, başkan Ahmet Nur Çebi’nin sürekli övgüyle bahsettiği Bakhtiyar Zaynutdinov dün akşam saman alevi gibiydi. Zaman zaman iyi işler yaptı ama skora etki edemeyince devre arası oyundan alındı.

Sonuçta Beşiktaş bir kez daha kaybetti. Dünkü maç gösterdi ki, siyah beyazlılarda sadece taraftarların değil, futbolcuların da aklı başkanlık seçiminde. Yeni seçilecek başkanla birlikte teknik direktörün değişecek olması, belli ki oyuncuların zihinlerini bir hayli meşgul ediyor ve bu da sahaya yansıyor. (HÜRRİYET)

Dağınık takım, geciken oyun - Attila Gökçe |

Bu ülkenin en başarılı yerli golcülerinden biri, Cenk Tosun… Dün akşam en az 5 pozisyona girdi. Onların ikisini, üçünü gole çevirebilirdi. Rosier, Rashica, Muleka, Gedson, eh iyi oynamasa da gayretiyle Chamberlain Cenk’e gollük bir hizmet sundular. Üst üste gelen geçiş fırsatlarıyla, yerden - havadan gönderdikleri toplarla. Hatta birinde Cenk Tosun’u rakip sahada tek başına topla buluşturdular. Hayır arkadan gelip yetişen rakibinin çelmesine kalmadan düşüverdi golcümüz… Beşiktaş’ın dağınık, moralsiz, motivasyonsuz haline demek o da kaptırmış kendini. Çok üzüldüm. Sevdiğim ve güvendiğim Cenk, maalesef içinde bulunduğu ortamdan çok olumsuz etkilenmiş.

Dağınık, etkisiz ve verimsiz oyunun ardından beklenmedik şeyler oluyor. Burak Yılmaz, Rosier-Onur değişikliğiyle açıyor oyunu. 53’te Rasicha-Rebic, Bakhtiyor-Tayfur değişiklikleri… 74’te Gedson-Salih… Daha iyi, daha diri, daha istekli Beşiktaşl izliyoruz. O bozulan kimya başka bir şekilde göz ve gönül okşuyor. 64’te Rebic’in asisti ve Tayfur’un golü geliyor. Burak Yılmaz da taraftar da nefes alıyor. Grupta hesap kötü kapanıyor ama kongreye kadar çok zor işi var Beşiktaş’ın. (MİLLİYET)

Yangın büyük! - Fatih Doğan |

Beşiktaş yüküyle bayır aşağı inerken freni boşalmış kamyon gibi… Sağa sola çarparak ilerliyor. Her çarpışmada zayiat veriyor… Dün de Norveç'in müstakbel şampiyonu Bodo/Glimt'e yenilerek Konferans Ligi'ne de veda ettiler. Daha dün Beşiktaş, F.Bahçe ile Ayasofya Stadı'nda final hayalleri kuruyordu. Başkan Ahmet Nur Çebi 6 Ekim'de kongre kararı almadan Eylül'de "Transferlerimize kimse kötü diyemez. Başarılıyız ve %99 şampiyon olacağız" iddiasında bulunuyordu.

Ne oldu da bu takım hale geldi? Gerçeklikten uzak sanal yönetim yaklaşımları, siyah-beyazlı camiayı, taraftarı duygusal travmaların, sinir boşalmaların içine itti. Dün de olduğu gibi maç bitmeden umudunu bitiren taraftar düne kadar yönetime kustuğu öfkeyi ilk kez teknik adama ve futbolculara yöneltti.

Beşiktaş bu süreçten nasıl kurtulur? Öz güveninin zarar gördüğü takımlar ve öfkenin aklı gölgelediği camialar taze bir başlangıç yapmak zorunda… Beşiktaş'taki yangın kontrolden çıktı ve bunu gerçekten söndürebilecek güçlü bir idareye ihtiyaç var. (SABAH)

Önce hoca sonra yönetim kayboldu - Cem Dizdar |

Beşiktaş görece daha yetenekli oyunculara sahip görünse de ilk yarı boyunca daha etkili girişimler hep Bodo’dan geldi. Beşiktaş’ın hücum girişimleri ise o çok sevilen ‘Orta’lara kurban gitti. Ortalamayı denediler ve sürekli yanıldılar! Savunmadaki tedirgin halleri bir yana öne çıktıkları anda da Cenk Tosun’a ulaşmaları mümkün olmadı. Cenk’in de takıma katılmak için fazlaca gayret gösterdiğini söylemek zordu.

Sezon başında da devamında da Beşiktaş futbolun talep ettiği düzeni tutturamadı. Ancak kimi maçlarda öncelikle rakiplerin güçsüzlüğü ve buna bağlı örneğin Vincent Aboubakar ya da Mert Günok gibi oyuncuların kişisel gayretiyle kazanınca sorunlar ‘Görünmez’ sanıldı. Ama futbol buna izin vermez. Önce teknik direktör kayboldu ardından yönetim!

Ve son bir soru. Elbette Burak Yılmaz ve teknik ekibe... Semih Kılıçsoy, Yakup Arda Kılıç, Demir Ege Tıknaz ve Emirhan Delibaş dün akşam mevkilerinde oynayanların gerçekten çok mu gerisindeler? Eğer öyleyse Beşiktaş’ın yakın tarihteki geleceği gerçekten zor. Önceki akşam izlediğim Benfica’yı duman eden Real Sociedad’ın ilk 11’deki 7, yedekteki 12 futbolcusundan 9’u öz kaynak düzeninden yetişme! Ülkede bunu yapmaya en yakın takım olarak bilinen Beşiktaş, Sociedad’a benzer şeyler yapamayacaksa çocukları boşa heveslendirmemek gerek. (FANATİK)