Maç yazımdan önce özeleştiri yapmak istiyorum. Geçen sene İsmail Kartalı oyun anlamında eleştirirken aldığı skorları ona kalkan olarak kullanmamıştım. Ancak Mourinho konusundan tamamen sonuç odaklı bir yaklaşım yapma ihtiyacım sadece benim adaletsiz bakışımla değil Mourinhounun yıllar içerisinde dünyadaki bütün futbolseverlerin beynine öre öre çizdiği karizmatik futbol kimliğinin bir sonucudur. Çok istisna bir durumla karşı karşıyayız. Bunu belirterek sezon boyunca oyuna ve antrenöre bakışımı biraz tanımlamak istedim.
Geçen hafta son dakika golle puanı kaptırmadan dakikalar önce bardağın dolu tarafına bakarken ve beynim dopamin ile doluyken biraz Mourinhoyu anlamaya çalıştım. Bu nedenle onun farklı şeyler denemesi ve bizim bunu yorumlamamız çok değerli bir fırsattı.
Özellikle Mourinho’nun Avrupa kupalarındaki oyun mantalitesi ve ligde tercih ettiği oyuncu ve diziliş farklılıklarını takdir etmem gerekli olduğunu düşünüyordum. Sonuç alınmasa dahi meraklandığım ve ismini ilk duyduğum andan itibaren beklediğim bir etkiydi. Ligdeki beklentiler, topun oyunda kalma süreleri, hakem standardının değişkenliği ve her maçı kazanma zorunluluğu bu farklılıkları kaçınılmaz kılıyor. Avrupa maçlarında yaptığı taktiksel hamleler, maç içinde iyi ya da kötü sonuçlar verse de tutarlılık gösteriyor. Ancak, ligde kaotik bir maç oynama olasılığı çok yüksek. Ne yazık ki, ligimizde standardı olmayan hakem yönetimleri, maçı idare ederken beceriksizlik gösterip oyunun kaotik bir hale gelmesine izin veriyor. Bu durum, sert oynayan ve süre çalmaya çalışan takımlara cesaret veriyor ve her maçı tahmin edilemez bir şekle sokabiliyor.
Mourinho’nun bu iki zorluğu erken fark etmesi Göztepe beraberliğini anlamlı kılacak tek yol olduğunu net şekilde söylemeliyim.Rizedeki reaksiyon ve bu düzeni yönetmeye başlaması, onun ne kadar esnek bir taktiksel bilgi yelpazesine sahip olduğunu gösteriyor. Özellikle 1-0 öne geçtikten sonra korkum; oyunu geride kabullenen ve sadece geçiş arayan bir Fenerbahçeydi.Ancak aynı hatta daha tempolu şekilde gol arayıp, pozisyona giren bir takım gördüm. Ayrıca ne kadar aynı kadroyu korusakta çok farklı antrenöre sahibiz. Algımız, benzer oyun içi aksiyonlarının üzerine koyarak devam etmek olsa da yeni kurulan takımın yaptığı bazı hataları yapmamız çok normal. Maçın 42. Dakikasında her şey Fenerbahçe lehine giderken sağ kanatta Mert acemice bir pas hatası yaptı ve devamında net pozisyon verdi Fenerbahçe defansı.Bunlar oyun sürekliliği yılları alan takımlarda görmeyeceğimiz hatalar. Ama biz görmeye tahammül edemiyoruz. Maalesef bu yıl bunlara alışmamız lazım.Yüksek skorla kazanmış olsa da Fenerbahçe geçen haftayla beraber lehine net penaltılar es geçildi. Aynı hakemin başka maçlarda farklı tarz kararları, standartsız lig adalet anlayışı artık göze sokulur cinsten olmaya başladı. Geçiş dönemindeki bir takım için inanılmaz büyük bir etki yaratan bu durum ligin seyrine büyük etki yapıyor. Fenerbahçenin iyi veya kötü oyunuyla hakem standartsızlığının hiç alakası yok. Bu artık tamamen yönetime yazacak bir sorumluluk…
Bütün bunlara rağmen Avrupa’da daha stratejik ve dengeli bir oyun anlayışını benimserken, ligdeki kaotik ortamda bile başarıya ulaşacak farklı çözümler üretildiğini görmek çok değerli.Antrenör ekibinin bu esnekliği göstermesi ligin dinamiğni anladıkları açısından bir gösterge.
Bu nedenle, bu farklılıklara uyum sağlayabilecek oyuncuları denemek ve ikili forvet düzenini dahil olmak üzere farklı repertuarlar eklemek, takımın geleceği açısından kritik bir hamle. Özellikle ligin ikinci haftasında bu sistemi denemek, Mourinho’nun sadece bir B planı geliştirmekle kalmadığını, aynı zamanda takımın farklı oyun senaryolarına karşı nasıl reaksiyon vereceğini görmek açısından da önemli bir fırsat sunuyor. Bu tür denemeler, sezon ilerledikçe oluşabilecek farklı durumlara daha hazırlıklı olmalarını sağlayacak ve taktiksel esnekliklerini pekiştirecek. Ligde ve Avrupa’da karşılaşılabilecek farklı rakip türlerine karşı elde edilecek her birikim, Mourinho’nun planlarını daha sağlam temellere oturtmasına katkı sağlayacak. Fredin önemi artık attığı 3 golle tescillenmiş oldu. Onun yokluğunu aratmayacak orta saha transferi artık yönetimin omzundaki en ağır sorumluluktur. Ek olarak El Nesrynin 11 e girmesi, İrfanın dakikasının artması da ilerisi için umduğum değişikler olarak notlarımda kalacak.
*Christoph Daum…*
“Seni Fenerbahçemizle kazandığın üst üste iki şampiyonluk, ülkemiz ve kulübümüzle kurduğun o unutulmaz bağ, gururla söylediğin İstiklal Marşı’mız ve güler yüzünle hatırlayacağız. Elveda.”
Duam, Fenerbahçe'nin nasıl oynaması gerektiğini her daim bilen, vefatından önce hastalığına rağmen belki de son kez kulübü ziyaret ederek Fenerbahçe sevgisini en zor günlerinde bile gösteren bir isim olarak kalacak. Üst üste iki yıl şampiyon olurken, üçüncü yılında Denizli’de Fenerbahçe’ye yapılan büyük haksızlıkla ikinci oldu. Eğer kirli ligimiz bira daha adil olsa ve Denizli rezaleti yaşanmasaydı, üst üste üçüncü kez şampiyon olarak bir efsaneye dönüşecekti. Ancak, onu tanıyan ve seven Fenerbahçeliler için Daum, her zaman bir efsane olarak kalacaktır.