Sarı-kırmızılılar lige beşte beş yaparak giriş yapmış vaziyette ezeli rakibi Fenerbahçe’nin karşısına çıkacak. Okan Buruk ve ekibi olabilecek en iyi senaryolardan birisi ile, kayıpsız şekilde deplasmana gidecek.
xxx
İlk haftaların kazasız, hatasız şekilde geçilmesini vurgulamıştık zira defoları fazlasıyla bulunan bir Galatasaray izliyorduk. Hala kusursuz bir Galatasaray oyunu izleyemiyoruz. Fakat hatalarından arınan, gitgide berraklaşan bir tablo hâkim olmaya başladı. Özellikle oyunun defansif kısmında ciddi ilerlemeler var. Takım savunmasını daha doğru yapan, sahayı daha doğru parselleyen bir Galatasaray var.
Takım omurgası her ne kadar korunmuş olsa dahi savunma takımca yapılan bir disiplindir. Dolayısıyla, her takımda olduğu gibi Galatasaray’da da kimyanın oturmasını beklemek, bol bol antrenman yapmak elzem idi. Önemli olan bu kritik süreci kayıpsız geçmekti. Üstelik Galatasaray iç siyasetinin dalgalı, çalkantılı olduğu dönemin -puan olarak- sahaya sirayet etmemiş oluşu büyük bir lüks.
İlk 10-15 dakikalık periyot hariç vitesi fazla yükseltmeden, hatta oyunun çoğu periyotunda vitesi boşa alarak maçı tamamladı Galatasaray. Kadroda yeni transferlerin statü gereği olmayışı ve Fenerbahçe derbisinin oynanacak olmasından ötürü tahayyül ettiğimiz bir maç izledik.
xxx
Rakipleri tek hamlede seri şekilde karşılayan, duran toplarda rakip adına tehdit oluşturan Davinson Sanchez, bu süreçte takımın en önemli oyuncusu diyebiliriz. Takıma kattığı fizik gücü ile sadece savunmada değil, oyunun geriden kurulumunu da kolaylaştırıyor. Özellikle Sara’nın üçüncü bölgede daha aktif olmak zorunda olduğu periyotlarda Torreira’nın sırtındaki yükü de hafifletmiş oluyor.
Topu beklere oynamak yerine rakibin üstüne sürmek ve topu öndeki takım arkadaşlarına iletmek öncelikli amacı ve tercihi oluyor. Bunu zorunluluktan değil, bilinçli şekilde gerçekleştiriyor olması onu stoper tandeminde birinci tercih yaptıran en can alıcı nokta. Bu süreçte sağdan ve soldan takıma genişlik veren beklerin daha efektif çalıştığını da söylemek mümkün.
xxx
Yunus Akgün ve Barış Alper Yılmaz’ın ana planda doğru kurgulanmadığını, ana planın da bu olmaması gerektiğini önceki yazımda belirttim. Bu maçta Okan Buruk ve ekibine özürü borç bilirim. Fakat hala bu şekilde ısrarcı olmanın uzun vadede zararlı olacağı görüşündeyim. Barış Alper’in solda, Yunus’un sağ çizgide oynamasını daha doğru bulurum. Lakin bu yorumu yaparken haddimin olmadığının, bir teknik direktöre akıl veremeyecek olmanın da bilincindeyim. Elbette Sallai’nin takıma katıldığı denklemde çok daha farklı bir senaryo izleyeceğiz. O vakit yorumlarımız değişecektir.
xxx
Berkan Kutlu’nun Galatasaray’a çok yakıştığını söylemek istiyorum. Tıpkı Kaan Ayhan gibi Berkan Kutlu da önemli bir oyuncu. Sadece sarı-kırmızı renkler için sahada mücadele etmek salt amaçlarından… Üstelik Berkan Kutlu’nun kariyer basamaklarını adım adım yükselmesi ve buna şahitlik ediyor olmamız bence büyüleyici. Galatasaray'ın atlaması gerektiği her kritik eşikte, dönemde bu şekilde aidiyet duygusu besleyen, hisseden futbolcular ile kulüp kimliğini koruyor olması sarı-kırmızılı kulübü rakiplerinden bir adım öne taşıyan unsur. Galatasaray - Kerem Aktürkoğlu işbirliği de böyleydi. Kerem’i ciddi bir kayıp olarak görsem bile Kaan Ayhan ve Berkan Kutlu, kulüpte oynadıkları rol gereği onu aratmayacaktır.