Bırakın TFF başkanını, bir kulüp yöneticisini, futbolumuzu kenarından takip eden bir insan bile şu gerçeğin farkındadır: Türk Milli Takımı hakkında ne zaman prim haberi çıksa millet o takımla arasına mesafe koymuştur.
Kulüp takımlarında milyonluk kontratlar, maç başı ödemeler, galibiyet primleri havada uçuşur ama söz konusu milli takım olduğunda insanların tek beklentisi vardır. Kırmızı beyaz formayla bir ülkeyi temsil ederken kazanacağın başarının karşılığı sevgiden başka bir şey olmamalı. Bundan daha büyük bir onur mu vardır ki bir futbolcu için, yüzlerce futbolcu arasında en iyi olduğun için milli formayla sahadasındır, memleket insanının senden beklentisi sonunda kaybetsen de ortaya mücadele koyman, o teri akıttığında karşı tarafa aktardığın samimiyettir.
Milli takımda cip krizi, 2016 prim kavgalarının yarattığı ekşi tat insanların ağızdan yeni silinmiş, genç ve yetenekli bir milli takım Euro 2024’te elinden geleni yapmış ve Dünya Kupası’na gitme hayali kurarken, TFF Başkanı “Finallere gidersek 25 villa hediye edeceğim” açıklamasıyla limon sıktı yine milli takım sevgisi üstüne…
Ortada villa(lar) da yok, yapılacağı da belli değil ama mesele bu da değil... TFF Başkanından 25 villa vermek yerine, İstanbul Boğazı’nda milyonların sahilden teknedeki milli takımı selamlayacağı bir tekne turu düzenleyeceğim naifliğini beklemiyorum ama A Milli Takım kaptanı Hakan Çalhanoğlu’ndan bir ricam var:
Sevgili Hakan;
Hiçbirinizin finallere gittiğinde başkanın kendi cebinden hediye edeceği bu villalara ihtiyacınız yok ama bu hediyeyi geri çevirmeyin. 25 villayı toplu olarak satışa çıkartın ve farklı şehirlerde futbol liselerinin yapılması için bu parayı bir fon altında toplayın ve o okullar kuşaklar boyu sizin isminizle anılsın.