Teniste yükselişi devam eden Zeynep Sönmez ile özel röportaj gerçekleştirdik, Wimbledon serüvenine, hedeflerine ve Türk tenisine temas etmeye çalıştık.
Wimbledon final turunda Ukraynalı rakibine karşı oynadığın maçı izleme fırsatı buldum. O maçta kortta baya formda bir Zeynep gördük. Ki final turuna gelmen bunun göstergesi... Fakat maçta önde olduğun zamanlarda oyundan zaman zaman düştün. Benim maç özelindeki görüşüm: Final turundaki maçının senin adına iyi bir mental test olduğunu ve pozitif anlamda ders çıkardığını düşünüyorum. Bu dediğime katılıyor musun, bizim için wimbledon serüvenini de değerlendirebilir misin?
''Hem hayal kırıklığı hem de heyecan dolu bir maçtı.''
Tabii ki değerlendirebilirim. Wimbledon'a iyi bir turnuva geçirip gittim. Çim kortu seviyorum, bu yüzden turnuva olarak değerlendirirsem, iyi tenis oynadığım ve iyi mücadele ettiğim bir turnuvaydı. Eleme final turu maçı benim için çok inişli çıkışlı, duygularımın çok aktif olduğu, hem hayal kırıklığı hem de heyecan dolu bir maçtı. Ancak tabii ki en önemlisi, çok gelişim dolu bir maç oldu. Teniste son puan bitmeden maç bitmiyor; bunu da bu maçta kendim tecrübe etmiş oldum. 😊
Kariyerindeki kısa, orta veya uzun vadeli planlarını bize aktarabilir misin?
Aslında kısa vadeli ve uzun vadeli hedefler olarak pek ayırmıyorum, ama amacım her gün bir önceki günden en azından bir şey bile olsa daha iyi yapabilmek... Bu hem kort dışı hem kort içi için geçerli, çünkü bence hayatında yaptıklarına dikkat ettiğinde bu mutlaka kort içine de yansıyor.
Son sorum ise Türk tenisi ile alakalı. Ülkemizde çok popüler olmayan bir spor olmasına rağmen bu sporu seven ve izleyen kemik bir kitle de var. Fakat her şeye rağmen Türk tenisinde nelerin gelişmesi gerektiğini sanırsam en iyi sen bilirsin. Aynı zamanda milli sporcumuzsun, dolayısıyla senin görüşlerin tenis adına yeni bir yol açabilir veya bazı şeyleri somutlaştırabilir. Sence Türk tenisini nasıl ileri taşırız?
''İyi ya da kötü zamanlardan sonra hiçbir zaman pes etmemek gerekiyor.''
Biz, teniste dünyadaki en başarılı ülkeler arasında yer almıyoruz ama tenisimizin her geçen gün daha iyiye gittiğini düşünüyorum. Tabii ki profesyonel teniste çok iyi bir ekibin olması şart. Bunun için maddi bir güç gerekiyor ve burada sponsor bulmak önemli bir etken. Tenis bireysel bir spor olduğu için çok büyük bir adanmışlık gerektiriyor; oyuncunun, ailesinin ve takımının çok büyük fedakarlıklar yapmaya hazır olması gerekiyor. Ve tabii ki, en önemlisi, iyi ya da kötü zamanlardan sonra hiçbir zaman pes etmemek gerekiyor.