Yakında insana bile ihtiyaç duyulmayacak sistemler bir nefes kadar yaklaşmışken bir yöneticimiz çıkıyor ve ‘’Türk futbolunun bana ihtiyacı var.’’ diyebiliyor. Anlayan varsa buyursun bizlere anlatsın....

Önce ülkemizin güzide vatandaşları itina ile futboldan soğutuldu. Bizim gibi futboldan zevk alan ve düzelmesi için uğraşan, bu alanda yatırımlar yapan bir avuç insan olarak kaldık. Herkesin dilinde ‘’Futboldan anlayan ve bu camiadan olan birileri futbolu yönetsin.’’ cümlesi var ancak seçim günü geldiğinde tam tersi eylemleri yapıyorlar. Özellikle zamanında bağrımıza bastığımız, posterini duvarımıza astığımız kim varsa şimdi kendisini vazgeçilmez sanıyor. Her şey dijitalleşiyor, bu teknoloji çılgınlığı beraberinde şeffaflığı, mantığı ve matematiği aynı anda kullanabiliyor. Yakın zamanda ‘’Türk Futbolunun birilerine mecburi bir ihtiyacı var mı ?’’ gönül rahatlığıyla anlayabilecek seviyelere geleceğimizi umuyorum. Hoş biz geldik ama bazı gazeteci/yorumcular henüz gelebilmiş değiller.

Türk insanının adaletsizlikten kaynaklı bir güvensizliği var. Yürürken sırtımızı duvara veren bir millet olarak teknolojiyi reddetmemiz zaten imkansız bir durumdu. İnsanlar artık her bilgiyi açık bir şekilde internet ortamında elde edebilir ve değerlendirebilir bir hale geldi. Dolayısıyla artık yan hakemlerin kaldırdığı adaletli veya adaletsiz ‘’ofsayt’’ kararını da, Noter huzurunda sayılan SMS’lerin şampiyon yaptığı Survivor yarışmacılarını da içlerine sindiremedi. Neticede hem yarışmalar artık doğasına uygun bir hale geldi hem de ofsayt artık bir hakemin anlık hatasına kurban gidebiliyor. Yakında insana bile ihtiyaç duyulmayacak sistemler bir nefes kadar yaklaşmışken bir yöneticimiz çıkıyor ve ‘’Türk futbolunun bana ihtiyacı var.’’ diyebiliyor. Anlayan varsa buyursun bizlere anlatsın.

FENERBAHÇE PARADOKSU !

Şimdi şöyle bir hesap var ;

Sadettin Saran başkanlığa aday olacağını ancak Ali Koç aday olursa kendisinin adaylıktan Ali Koç lehine çekileceğini söylüyor. Sadettin Saran aday olursa Aziz Yıldırım’ın da aday olacağı konuşuluyor. Bu durumda Ali Koç’ta aday olacaktır. Ali Koç aday olduğunda Sadettin Saran aday olmuyor. Sadettin Saran aday olmadığında otomatik olarak Aziz Yıldırım’da aday olmamış oluyor. İşte size paradoks ! Fenerbahçe her zaman şampiyonluğun en büyük adayı ancak kendi takımına ve hocasına karşı çok sabırsız ve acımasız. Uzun zamandır şampiyon olamamanın vermiş olduğu bir sıkıntı var ve bu çok anlaşılır bir durum ancak sadece başkan değişimi veya transferlerle atlatılabilecek ölçüde olduğunu düşünmüyorum. Baştan aşağı bir yapılanma gerekiyor, bu yapılanma en başta sosyal medya mecralarında ‘’Ben Fenerbahçeliyim’’ diyen manipülatörlerden başlamalı. Tüm haberleri tek kaynağa akıtıp gücü elinde tutmak isteyen insanların Fenerbahçe’ye verdiği zararı kimse vermiyordur.

KARA KARTALLAR KÜLLERİNDEN DOĞUYOR !

Beşiktaş JK yapılanıyor. Bir küllerinden doğma durumu söz konusu ancak seçim öncesi köşe yazılarımızda ve sosyal medya hesaplarımızda paylaştığımız gibi bazı soru işaretleri var. Seçimden önce Sayın Hasan Arat, Avrupa’nın önde gelen spor kulübü başkanları ile olan dostluklarından bahsetmişti ve sık sık kendileri ile fotoğraflar paylaşmıştı. Sonra kulüp delegeleri teveccüh gösterdi ve bu büyük makam için kendisini uygun gördü. Sonrasında bir devre arası transfer sürecine girildi ancak yan yana fotoğraf verilen başkanların kulüplerinden tek futbolcu gelmedi. Şimdi her ne kadar kötü bir sezon Beşiktaş için geride kalsa da bir Türkiye Kupası finali onları bekliyor. Neticede tarih şampiyonluk ve kazanılan başarıları yazıyor. Yeni sezon için taraftarlar kendi 11’lerini oluşturmaya başladı. Marco Reus, Lewandowski ve bir çok dünya yıldızı taraftarların rüyalarını süslemeye başladı. Hasan Arat ve ekibini çok zor bir transfer dönemi bekliyor.

Beşiktaş JK küllerinden doğuyor demiştik, boşuna demedik. Hem sosyal medya da hem de iletişim tarafında ciddi atılımlar var ve bu güç birliği yeni sezonda takıma büyük katkı yapacaktır. Bunu belirtmeden geçmek olmaz, önceki dönemlerde belki eksik belki de hatalı yürütülen iletişimler yeni dönemde Okay Karacan önderliğinde çağ atlamış görünüyor.

GALATASARAY BURALARA ALIŞKIN !

Galatasaray taraftarlarının sık sık dile getirdiği bir konu var. Şampiyon olmayalım ancak Şampiyonlar Ligi’nde oynayalım görüşü hakim. Muhteşem bir kadro, inanılmaz bir galibiyet serisi ve tabi ki muhteşem bir taktisyen olan Okan Hoca’ya sahip bir takımdan bahsediyoruz. Her ne kadar TFF bu sezona inanılmaz bir biçimde gölge düşürse de daha önce bahsettiğimiz gibi tarih sadece başarılı olanları hatırlıyor. Tüm bunların üzerine bir de başkanlık seçimi var. Galatasaray başkan adayları yine kavgasız, gürültüsüz ve entrikasız bir seçim ortamında projelerini açıklayacak. Takımı kendi liginde şampiyon olmuş bir taraftarın beklentisi doğal olarak Avrupa’da başarı olacaktır ancak başkan adayları bu sürece ne kadar katkı verecektir bunu hep birlikte göreceğiz. Ülkemizde başkanların genel görevinin sadece transfer zannedilmesi veya takımın başarısı ile ölçülmesi garip olsa da bu konuda kendisine en net cezayı kesen takım Galatasaray oluyor. Rakiplerin en azından bu konuda Galatasaray’ı örnek almaları bir çok açıdan gerekli olabilir. Koltuk sevdasının önüne geçilebilmesi için bazen bir üst akıl gerekebilir ve bu üst akıl bir çok kişinin katkısıyla oluyorsa biraz da hatayı sistemde aramak lazım.