Yani neresinden tutsanız dökülüyor. Halk olarak futbol mu izleyeceğiz yoksa adalet mi arayacağız gerçekten insan hayret ediyor. Daha önce defalarca sahaya atlayıp hakeme saldırdılar, otobüs kurşunladılar veya tehdit ettiler. Bugüne kadar bu kadar net ve bu kadar hızlı adalet dağıtıldığını görmemiştim.

Geriye dönüp baktığımızda diğer yapılanların cezası verildi mi? HAYIR!

Caydırıcılık konusunda başarıya ulaşabildik mi? HAYIR!

Hakeme saldırmak neyin nesi dostlar? Biz Amerikan Güreşi mi izliyoruz, buna mı para veriyoruz? Çocuklar sevdikleri futbolcuları izlemek istiyor ve televizyonda futbolla uzaktan yakından alakası olmayan, sadece koltuk sahibi olan birisi saha içine atlayarak hakem yumrukluyor. Çocuklarınıza bunu reva görüyorsanız buyrun para verip izletin. Bir de bu başkan geçen sene TFF’nin ellerinden ‘’Fair Play’’ ödülü almış.

Şimdi gelelim ‘’Yüzsüz’’ köşe yazarlarına. Ben halktan birisi olarak artık bu iğrençlikleri kınayacak veya eleştirecek kişilerin ‘’Sütten çıkmış ak kaşık’’ olmasını istiyorum. Daha önce yaşanmış bu tarz olaylar hakkında renklerden bağımsız yorum yapmış olmaları tek kriter benim için. Josef De Souza aynı stadyumda bu saldırıya uğradığında kendisi ceza almıştı ve bir takım köşe yazarları onu eleştirmişti. Hatta ‘’Kendi ülkesinde stadyumda insanlar ölüyor, ülkemize laf ediyor’’ gibi açıklamalar yapmışlardı. İşte tam demek istediğim bu. Bu tarz yüzsüzlükler insanın canını çok sıkıyor. Asıl üzüldüğüm hala takip edilip, baş üstünde ağırlanıyorlar. BİZ AKILLANMAYIZ !

LİYAKATSİZLİK…

Herkesin söylediğini papağan gibi tekrar etmek hepimizi çok yoruyor biliyorum. Futboldan anlamayan insanların liyakatsiz biçimde koltuklara oturması hepimizin canını sıkıyor ama burada da bir terslik var. Çünkü bu adamlar seçimle iş başına geliyorlar. Onları seçenler çoğunuzun üye olduğu, oy kullandığı sandıklardan çıkan başkanların ve onların avanelerinin oylarıyla seçiliyor. Asıl güç sizlerin elinde diye defalarca yırtınıyoruz ancak ünlü olmadığımız için dikkate alınmıyoruz. Dikkate alınmak için bir takıma yaranmak gerekiyor. Taraftar kitlesini arkanıza aldığınız zaman tamam bu iş, o zaman birileri sizleri okumaya başlar. O zamanda tuttuğunuz (yarandığınız) takımı eleştiremiyorsunuz çünkü aforoz edilebilirsiniz. Bu kısır döngü içerisinde yaşamak ve sürekli kınamak istiyorsanız buyrun karar sizin.

Çünkü dün Ankaragücü-Rizespor maçını izlediğimde, sahaya inerek hakem yumruklanacak bir skandal göremedim. Kendi hatalarının üzerini kapatmak için suçu başkalarına atarım, oradan da sıyrılırım düşüncesi tüm ülkede tek hakim. Sıyrılmak moda olduğu için herkesin bu yolu izlemesi gayet doğal gibi görünüyor.

Neden herkes bu maçı ve bu skandal olayı konuşuyor, çünkü bu bir kara delik. Herkes her maç öncesi hakemleri hedef gösterirken, her türlü masa başı oyunlarını uygulamaya koyarken kendi taraftarından destek görüyordu. Bu olaylar büyük takımların stadında olmadığı için herkes kendini aklama çabasına düştü.

GELELİM FİNALE ;

Yukarıda yazdık çizdik, gelelim finale.

Siz yıllar önce Anelka’nın elle gol atıp kendisinin bile sevinmediği golle şampiyonluk yolunda ilerlerken itiraz etmediniz.

Ofsaytımsı denilerek literatüre yeni terimler eklenirken sus pus kaldınız.

Sahaya atlayıp hakem dövülürken olayı konuşmadınız, 2 maç sonra her şey kaldığı yerden devam ederken gık demediniz.

Bunun gibi yüzlerce olay oldu, yalakalık yaptığınız yönetici abilerinizin gözüne girmek için hiçbirini yazmayıp sürekli daha önce karşı takıma olanları konuştunuz.

Bunları artık kimse yemiyor, günden güne çökmeye de başlıyorsunuz, her şey dijital, her şey ölçümlenebilirken ‘’Reyting’’ diye arkasına saklandığınız perde de yavaştan düşüyor. Reklam gelirleriniz de çökmeye başladığında o zaman herkes hakettiği yeri bulacak. Sanırım teknolojinin ve gençlerin önünde duramayacaksınız. Sürekli bu yalakaların twitlerini kendi takımınızı eleştirmiyor diye etkileşime boğarsanız o zaman söylenecek tek şey var ;

Kusura bakma ama kabahatin çoğu senin canım kardeşim…