Futbolcu-kulüp birlikteliği elbette bir gönül bağı üzerinden de okunabilir ama özünde bir çıkar ortaklığıdır.
Çıkarlar çatıştığında her türlü senaryo mümkün. Tam da bu yüzden bu gibi durumlarda hem oyuncu hem de kulüp açısından değerlendirilerek bakılması gerekir. Galatasaray'ın Kerem'e ne kadar ihtiyacı var ya da tersi. Bir başka önemli ayrıntı ise verimliliğini sürdürme ihtimali. Son olarak bakılması gereken nokta ise karşılığını bulan bir satış opsiyonu mevcut mu ya da oyuncu açısından Galatasaray gibi küresel ölçekte ilgi barındıran yaldızlı bir kulüpten ayrılmasını gerektirecek bir sözleşme/çıkar ona sunulmuş mu?
İHTİYAÇ VAR MI?
Sarı kırmızılıların kadro yapılanması içerisinde bulundurduğu kanat opsiyonları arasında skorer kimliğe sahip kenar forvet sayısı Kerem dışında ya da Kerem dozajında yok denecek kadar az. Bunun üzerine yerli olma avantajını da eklediğinizde 25 yaşındaki bir oyuncunun Galatasaray'ın ihtiyaçları çerçevesinde kulüpte kalmasında elbette fayda vardır. Şampiyonluk katkısı sorgulanan bu oyuncunun Okan Buruk'un ilk yılında kazandığı şampiyonluğa en çok etki eden 4 oyuncudan birisi olduğunu da hatırlatmak bize düşmemeli. İki yıldır kupa kazanan takımın yerli lideri olduğunu da eklersek aslında büyük oranda çıkar ortaklığının zirvesi yaşanmış da diyebiliriz. Kerem Aktürkoğlu'nun da bu birliktelikten olabilecek azami fayda sağladığını söylememize de gerek yok. Lakin bu analizin sadece bir kısmı.
SKORERLİK HER ZAMAN YETMEYEBİLİR
Kerem Aktürkoğlu'nun son oynadığı maçın ilk devresinin son dakikalarında üst üste 2 basit top kaybı ile takımı yeniden pres yapmaya, geriye doğru koşmaya zorladı. Bunun bazen çift haneli rakamlarda olduğunu düşünün... Zaman zaman skor bulsa dahi oyunu oynama biçimi hücumda ekstra top kayıplarını doğuruyor, aceleciliği ise takımın topu yeniden kazanacak sayıya ulaşmasına izin vermiyor ve haliyle topu ön bölgede yeniden kazanılmasına engel teşkil ediyor. Zaman zaman gol ve asist bulsa dahi gününde olmadığında takıma olan maliyeti onu 11'den uzak tutabileceği gibi maç içerisinde de oyundan alınmalarını da kaçınılmaz kılacaktır.
İşte tam bu noktada Kerem Aktürkoğlu'nun verimliliğinin devamının mümkün olup olmadığı sorgulanmalı ve buna göre bir yol haritası çizilmelidir.
VERİMLİLİĞİN DEVAMI MÜMKÜN MÜ?
Hikmet Karaman ile çalışırken bir başka Anadolu kulübünde hocanın genç bir yıldız olarak parlattığı ismi 11 yıl sonra 30 yaşında yeniden transfer ederken yaşadığımız bir sıkıntı mevcuttu. Hocanın gözünde oyuncu çıkış yapmak için her türlü fedakarlığı yapan çalışkan, istekli, azimli, oynadığında elinden gelenin en iyisini yapan ama oynamadığında ise daha çok antrenmanlarda çalışan ama en çok da mütevazı bir genç olarak kalmıştı ve fakat bunlar artık bazı şeyleri başardığını düşünen 30 yaşında transfer ettiği futbolcu ile örtüşen özellikler değildi. En başta yedekliği kabul etmek büyük bir sıkıntı olmuştu. Kısa sürede yollar ayrıldı yeniden...
Kerem 30'unda değil 25 yaşında futbolu olgunluk dönemine taşıma evresinde olan bir futbolcudur. Şahsi fikrim özellikleri itibari ile Galatasaray'a fayda sağlar. Lakin bundan önceki süreçlerde kendini sürekli geliştiren, yedek kaldığında daha çok çalışan bir Kerem gibi kalırsa ancak bu mümkündür. 45'de de oyundan çıkar, üst üste maçlarda yedek de kalır. Bu ve benzeri krizleri geçmişte olduğu gibi Kerem'in iyi bir şekilde yöneteceğine güveniliyorsa kalmasında sakınca yok. Her kötü oynadığında oyundan alınırken, her yedek kaldığında antrenmanda sorun çıkartacak, problem yaratacak bir "yıldıza" dönüşmüşse iki taraf için de hayırlı olan ayrılıktır.