Süper Lig'de çalıştığım dönemde rakip analizi söz konusu olduğunda yapılan kısaltmaların adıdır bunlar.

"Rakibi Karşılama" ya da "Geriden Oyun Kurma" Futbolun yıllar yılı değişmez biçimde çalışma içeren bölümlerinin adıdır. Galatasaray ise bunların birinde harika işler çıkarıp rakibi karşılamada Avrupa'da ses getirecek PPDA oranına sahip olurken geriden oyun kurma konusunda ise iki yıldır var olan sorunu aşabilmiş değil. Bir gelişim elbette var ama yeterli değil. Maalesef bu sorun tek başına Galatasaray ile ilgili de değil.

SÜPER LİG GERÇEĞİ

Geçtiğimiz hafta sonu oynanan Hatayspor maçında Icardi'nin ayağının dışıyla tek pasta Barış Alper Yılmaz'ı karşı karşıya bırakan pozisyonu hatırlıyor musunuz? Öncesinde Hatayspor önde çok kişi ile bir istisna gerçekleştirip baskı yapmış ve böyle bir pozisyon doğmuştu.  Disiplinli bir şekilde rakibin geriden oyun kurulumuna yapılan baskı her zaman risk barındırır.  Başarılı olursanız kolay net pozisyon bulursunuz ama olamazsanız da kalenizde pozisyon verme şansınız bir hayli yüksektir. Türkiye Süper Lig'inin iki yıldır şampiyonu olan ve üst üste elde ettiği galibiyetlerle rekor kıran Galatasaray ligde kaç kez böyle bir baskıya maruz kalmıştır? Parmakla sayarız. Dün o az rastlanılan kaliteli baskılardan birisini Konyaspor yaptı ve tıpkı geçtiğimiz yıllarda Kayserispor'da olduğu gibi yine geriden oyun kurmakta Galatasaray  fazlasıyla zorlandı. Aslında Fenerbahçe'nin Lille karşısında yaşadığı zorluğa da benziyordu. Takımları bu açıdan gelişimi adına eleştirmek, geriden oyun kurulumunun çeşitli varyasyonlarının çalışılmasına teşvik etmeliyiz belki ama sahada pratize edilmeye gerek duyulmayan bir çalışma ne kadar işe yarar?  Ön alanda kaliteli baskı konusunda Süper Lig takımları biraz olsun cüretkar olursa rakipleri de o kadar bu konuda gelişim kat eder.  Bu aynı zamanda Anadolu şampiyonluklarının da önünü açacak bir ilerleme olacaktır. 


GOK'A MESAİ VERİLMELİ

Süper Lig'de pratize etme şansı çok olmasa dahi bir gerçek var ki Galatasaray geriden oyun kurma konusunda harcadığı mesaiyi artırmalı. Biraz baskı gördüğünde uzun top mecburiyeti topa sahip olma oranını düşürdüğü gibi rakibe geçiş verme, takımın boyunu uzatma gibi pek çok problemi de yanında getiriyor. Daha da önemlisi Nelsson'un yanına uzun top isabet oranı konusunda Abdülkerim de yaklaştığında işler iyice zorlaşıyor. Avrupa takımları baskı konusunda hem. daha disiplinli hem de fazlasıyla cüretkarlar. Sürpriz goller, bireysel hatalar ile sık sık karşılaşmak istenilmiyorsa buraya harcanılan zaman ve emek çok daha fazla olmalı.

GABRİEL SARA VE ELİAS JELERT

Sara'nın takıma olan yabancılığı Konyaspor'un disiplinli ön alan baskısıyla birleştiğinde bu sorunlar ortaya çıktı. Sara takıma yabancılık çekti belki ama Jelert uyum sorununu daha hızlı halletmiş gibi.  Young Boys maçında Kaan Ayhan cezalı ve bazıları Jelert'a o güvenin olup olmayacağını soruluyor.  Manchester City, Bayern Münih ve Manchester United karşısında hem sağ hem sol bek oynamış bir oyuncuyu biraz fazla küçümsemekle eşdeğer bir kuşku bu. Elbette takıma uyum için zamana ihtiyacı var ama Jelert diğer transfer Sara'nın aksine  bazı testleri aşmış bir şekilde buraya geldi. Yakın zamanda takımda da yerini alacaktır.