Ligin ilk maçı. Yeni bir hoca. Henüz oturmamış bir oyun planı. Sıcak bir hava. Berbat bir zemin. Memleketin zor deplasmanlarından biri. Kötü bir oyun başlangıcı. Devrede en iyi savunmacın gitmiş. Rakip seni kendi sahana hapsetmiş. Forvetin topla buluşamıyor. Gidişat puan kaybına çok uygun.


Bu kabus gibi senaryodan mutlu çıkmak için olağanüstü bir durum lazım. Beşiktaş'ta bu olağanüstülüğün adı Rafa Silva.
Sıra dışı bir top kontrolü, müthiş bir dribling, kaleciyi kıpırdatmayacak bir vuruş. 
Bunları 3 saniye içinde yapacak tek kişi var belki de ligde. O da Beşiktaş'ın Portekizlisi.
Galibiyet Rafa'ya yazar. Ligin kuralıdır bu. Büyük oyuncu şampiyon yapar. 

REİS'E TEŞEKKÜRLER! 

Modern Alman ekolünün hocalarından birini getirmiş Samsunspor. Reis'in Schalke kariyeri, hızlı çıkış, kanat hücumu ve ön alan presi üzerine kurgulanmıştı. Samsun'da da benzer bir planla maça çıktı. Beşiktaş'ın zayıf karnına iyi çalışan Alman Hoca hem stoperlerin hem de beklerin üzerine baskı yapınca, siyah beyazlılar maç boyu geriden çıkamadı. 4 savunmacının oyun kurma yetersizliğine, Musrati'nin top kayıpları da eklenince, maç Beşiktaş sahasında oynandı.
Öyle ki karşılaşma sona erdiğinde siyah beyazlılar rakip ceza sahasında topa sadece 6 kez dokunabilmişti. O yüzden Reis'e samimi bir teşekkür etmek lazım. Beşiktaş'ın eksiklerini, zaaflarını, yapması gereken takviyeleri çok net bir şekilde gösterdi herkese. Topla çıkma sorunu, 6-8 uyumsuzluğu, efektif kanat performansı eksikliği, hepsini gördü Beşiktaş. Ders gibi maç oldu. İyidir böyle maçlar. 

İMMOBİLE'Yİ BESLEMEK!

Beşiktaş ligin belki de en iyi ceza sahası vuruşçusuna sahip. İtalyan golcünün içerideki repertuarı çok geniş. Kafa golleri, rövaşataları, plasesi, volesi herşeyi var. Bu silahı kullanmak için yapman gereken tek şey, planı ona göre kurmak. İmmobile'yi beslersen 2.Mario Gomez dönemini yaşama ihtimalin olur. Ona top ulaştıramazsan bu maçtaki senaryo yaşanır. Semih, Rashica, Gedson ve hatta Musrati'nin İtalyan'a servis yapması şart.