Beşiktaş’ın Avrupa Kupalarında son yıllardaki performansı bizi oralardan zihni olarak uzaklaştırmıştı. Belki takımımız fiziken oradaydı ama aslında yok gibi bir durum vardı.

            Önceki Lugano maçının analizini yapmadım. Eleme maçları 2 ayaklı maçlar olduğu için birlikte değerlendirilmeleri daha uygun geliyor bana. İlk maçta Beşiktaş’ın ve hocasının ufak da olsa bir tedirginliği olacağını tahmin ediyordum. Nitekim bir kaza oldu ve 3-1’den maç 3-3’e geldi.

            Dün gece maç öncesi deplasmanda kendi sahasına göre daha iyi oynayan Lugano, hele bir de geçen yılki travmanın fitilini ateşleyen takım olduğu için daha bir tedirgin ediciydi. Bunun farkında olan Lugano Teknik Direktörü’nün de maç öncesi açıklamaları Beşiktaş’ın kodlarına işlediğini düşündüğü ‘’Lugano Sonrası Stres Bozukluğu’’na yönelikti. Yani Beşiktaş’ın golü gecikirse veya olası bir Lugano golünden sonra takımımızın dengesi bozulacak ve tur kolaylaşacaktı. Ancak hesaba katmadığı bir unsur vardı, Beşiktaş Taraftarı.. Maç kazara 1-1’e gelince taraftar hemen devreye girerek Lugano TD’nin hesabını bozdu. Beşiktaş Takımı da bu sayede oyuna çabuk döndü ve şov kaldığı yerden devam etti. Beşiktaş da tabelada o çok sevdiği 5 sayısına ulaştı. Seviye olarak çoktan hak ettiği Avrupa Ligine de kolaylıkla ulaşmış oldu. Grup Maçlarını bir taraftar olarak sabırsızlıkla bekliyorum açıkçası.

            Maç analizine her zamanki gibi Beşiktaş’ın bana göre en büyük yıldızı Giovanni Von Bronckhorst’tan başlamak istiyorum. Her iki maçta da takımını çok iyi hazırladığını söylemem gerekiyor. Beşiktaş’ın oyun içinde bir planı var ama Gio zaman zaman duruma göre bambaşka bir sisteme çevirebiliyor. Dün ilk yarı tek kale oynadık, önde çok etkili bir presle yarıyı tamamladık. 4-5 tane çok net gol kaçtı. İkinci yarı bir ara topu rakibe verip geçiş oyunlarıyla Lugano’nun oyun aklını allak bullak ettik. İşte bu Teknik Direktör marifetidir. Onu alan yönetimimizi kutluyorum. Bu adam başka bir adam.

            Hücum ile sorunu olmayan Beşiktaş’ın bu kadar çok gol yemesinin sebebi sol bek/sol stoper uyumsuzluğu oldu. Antalya ve deplasmandaki Lugano Maçında genç ve kendisinden çok şey beklediğim Emirhan Topçu ile diğer savunmacının uyum problemi yüzünden geldi goller. Nitekim Beşiktaş Yönetimi de hemen reaksiyon gösterip oraya transfer yapmak zorunda kaldı. Gerçi Emirhan-Masuaku ikilisi dün iyi performans sergiledi. Yapılan transfer hamlesi ile o noktada kadro zenginliği oluşmuş oldu. Felix’in gelmesinin Emirhan’ın da toparlanmasına katkıda bulunduğunu düşünüyorum.

            Svensson’da bir problem var. Savunmada pozisyon algılaması ve tepki vermesi biraz yavaş. Dünkü maçta da Antalya Maçında da bunu gördük. Bu durum rakip takımlarca kullanılacak bir zafiyet yaratabilir. Hızıyla şimdi olduğu gibi bazı gelişen pozisyonları savuşturur, ancak karşısına üst düzey bir oyuncu çıkarsa Quaresma-Sabri ya da kedi-fare oyununa ev sahipliği yapar o bölge.

            Lugano Maçlarının her ikisi de Gedso Fernandes Maçı oldu dersek çok da abartmış olmayız. Daha önce eleştirdiğimiz hücumdaki beceri eksikliğini neredeyse sıfıra indirdi. Attığı toplam 3 gol de muhteşemdi. Musrati’nin de daha önce yazdığım ağılığından kısmi olarak kurtulmuş gördüm. Rafa Silva ise bambaşka bir şey. Nazar değmesin diye dilimi ısırıyorum.

            İlk maçta oynamayan Semih ise dün oldukça iyiydi. Herşeyi yaptı, bir tek gol atamadı. Ama görünen o ki attığı ilk golden sonra seriye bağlayacak. Çok istekli ve etkiliydi. Onun savunmadaki etkinliği Masuaku’yu da rahatlattı ve performansını yükseltti. ‘Yeni Eyşan’ İmmobile 2’şer 2’şer gol atma alışkanlığını dün gece de sürdürdü. Başka bir enerji var bu adamda. Golcülük de çok iyi. Kaçırdığı gollerde bile vuruş noktaları doğruydu. Takımın diğer kanadı Rashica da istikrarlı performansını sürdürüyor. Oyunun her iki yönünde de etkili, devamlılığı yüksek. Doğru bir alternatifle uzun lig ve Avrupa maratonunda çok iş yapacağını ilk 5 maçta net bir şekilde gösterdi.

            Oyunu sonrada girenlerden Muçi’yi çok beğendim. Salih ile Mustafa Erhan Hekimoğlu da çok etkili performans sergilediler. Salih Uçan’ın sözleşmesinin uzatılması isabet olmuş.

            Hakettiğimiz, olması gereken seviyeye ulaşan takımımızı yine attığı 5 golden dolayı tebrik ediyorum. Uzun süredir ortalarda görünmeyen ‘’Beşiktaş Taraftarının Gücü’’ne tekrar şahit olmaktan dolayı da çok mutluyum. Doğru 1-2 takviye ile Avrupa Liginin de çok uzak olmadığını görüyorum. Başta söylediğimizi ağzımız dolu dolu yineleyelim.

‘’Merhaba Avrupa, Biz Geldik!!!