Son yıllarda efsane dizilerin yeniden uyarlamaları (remake’leri) hızla artıyor ve bu durum hem medya endüstrisinin dinamiklerini hem de izleyici tercihlerini yeniden şekillendiriyor. En son olarak 1999 yapımı Talented Mr. Ripley filmi geçtiğimiz aylarda “Ripley” ismi ile bir dizi olarak tekrar izleyicilerin karşısına çıktı.
Ben de buradan yola çıkarak size 2003-05 yıllarında Real Madrid’in Los Galacticos olarak adlandırılan kadrosunun sportif başarı açısından yaşamış olduğu fiyasko ile ilgili bir analizi size aktarmak istiyorum.
2003-2005 sezonunda Real Madrid Raul, Ronaldo, David Beckham, Luis Figo, Zinedine Zidane, Roberto Carlos ve Casillas gibi süperstarlarla dolu bir kadroya sahipken neden başarılı olamadı?
Birinci neden; Real Madrid yukarıda saydığımız süperstarlara sahip olmasına rağmen takımda parantez içinde kirli işler dediğimiz defansif görevleri yapan tek bir oyuncu vardı, Claude Makelele. Belki de o zaman dünyanın en iyi defansif orta saha oyuncularından biriydi. Öyle ki, onun oynamadığı maçta takım müthiş zorlanıyor zaman zaman da puan kayıpları yaşıyordu.
Bütün bu üstün performansına rağmen Makelele Real Madrid başkanı Florentino Perez tarafından gösterişli veya pazarlanabilir bir oyuncu olarak görülmüyordu. Makalele kontratının son senesinde kulüpten maaş artışı istediğinde (o dönem Zidane kendisinden altı kat fazla maaş alıyordu) başkanın direktifiyle kapı dışarı edildi.
Makelele gittikten sonra kadronun defansif anlamda dengesi tamamen bozuldu. Takımın hücum hattı büyük isimli yıldız oyuncularla dolu olmasına rağmen takımda defansif olarak kirli işleri yapacak bir oyuncunun eksikliği ve bunun yanında diğer defans oyuncularından da beklenen katkı gelmemesi sonucu üst üste puan kayıpları yaşanmaya başlandı.
İkinci neden de önceki senelerde son derece başarılı olmasına rağmen teknik direktör Del Bosque’nin kovulması.
Vicente Del Bosque, Los Galacticos döneminin başlangıcında Real Madrid'in menajeriydi. Onun döneminde kulüp 2 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu ve bir La Liga şampiyonluğu kazandı. Oyuncuların soyunma odasında yaşadığı bir çok egosal sorunu ve zaman zaman kavga boyutuna gelen tartışmaları dengeleyip yatıştırabilme yeteneğine sahip Del Bosque’nin ayrılığı sonrası takımdaki aynı pozisyon için yarışan birden fazla ünlü oyuncuların süperstar egoları birbirleriyle çatışmaya başladı. Takımdaki bu iç savaşlar zamanla kutuplaşmalara ve maç içinde birbirine pas vermemelere kadar gitti. Bu anlayışla da saha içinde tabii ki başarılı olamadılar.
Üçüncü neden; kulüp başkanı Florentino Perez'in takıma sürekli olarak müdahale etmesiydi. Del Bosque sonrası gelen teknik direktör Carlos Queiroz, başkanın müdahelelerine itiraz edemeyen bir yapıya sahipti. Queiroz tamamen pazarlama odaklı düşünen başkan Perez’in baskılarıyla sahadaki form veya performanstan bağımsız olarak mümkün oldugunca ünlü oyuncuları ilk 11’de oynatmak zorunda bırakıldı. Durum öyle bir boyuta gelmişti ki Luis Figo ve David Beckham gibi sağ kanat hücum oyuncularının aynı anda oynaması için bazı maçlarda Beckham’a sağ bekte veya orta sahanın ortasında görev veriliyordu. Bu durum pazarlama potansiyeli açısından kulüp için avantajlı bir durum gibi gözükse de bu ve buna benzer garip dizilişlerle takım saha içinde çok kötü performans sergiledi.
Aslında bu durum spor kamuoyuna “bir takım, parçalarının toplamından daha büyüktür” atasözünü doğrulamış ve yalnızca süperstarla dolu bir takıma sahip olmanın her zaman başarıyı ve kupaları garanti etmediğini göstermiş oldu.
Türkiye’de 2024-25 sezonunun yaz transfer döneminin bugün itibariyle sona erdiğini ve özellikle Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe inanılmaz isimlerle çok heybetli kadrolar kurduklarından yola çıkarak umuyorum ki bu analiz bugün bu yatırımları yapan kulüplerimize bir yol gösterici olur. Aksi takdirde ülkemizde de bu sezon bir Los Galacticos re-make’i izlememiz mümkün gibi görünüyor.