Kulüp tarihinin ‘’en önemli’’ maçına Salı günü Kopenhag karşısında çıkacak olan Galatasaray, önce Adana Demir’i sahası Rams Park’ta ağırladı. Maç fazlasıyla da liderlik koltuğuna oturmayı başardı. Galatasaray, dominant olan taraftı. Elbette Mavi Şimşek cephesinde eksiklerin oluşu ve eski formundan uzak oluşu bu maça etki etmiştir.

Aslında Galatasaray da eksiklikler ile zorlu fikstürü atlattı diyebiliriz. 2 stoper eksiği ile çıktığı Alanya maçı ve Sanchez’in olmadığı kısa bir periyot var. Ek olarak Ziyech ve Zaha’nın da ufak sakatlıkları dolayısıyla kaçırdığı maçları da ekleyebiliriz. Yani öz olarak: Galatasaray, büyüklü küçüklü aksaklık yaşamasına rağmen yoluna devam ediyor.

Galatasaray, maçın ilk düdüğü ile birlikte aşina olduğumuz oyun şablonunu sahaya yansıttı. Buna paralel olarak 7 dakikalık zaman diliminde farkı hızlıca ikiye çıkardı. Gelen 2 gol vuruşundan önceki gol paslarının kalitesi bence öne çıkmalı. Hem Kerem Aktürkoğlu’nun Sacha Boey’e hat arasından yaptığı servis hem de İcardi’nin Kerem Aktürkoğlu’nun koşu yoluna doğru yapmış olduğu ufak sihirli dokunuş… Gol pasları -tabiri caizse final pasları- Galatasaray’ın sezon özelinde en çok sıkıntı çektiği durumların başında geliyor. Final paslarının yanında sonuçlandırma aşamalarında da eksiklik yaşayan Galatasaray’ın, atmış olduğu iki golde bu sorun tezahür etmedi. Ancak 90 dakikalık periyota baktığımızda bu sorunları aynı şekilde yaşamaya devam etti Galatasaray. Lig özelinde çok fazla bu durumun tezahür etmesinin yanı sıra Şampiyonlar Ligi’nde oynanılan karşılaşmalardaki hem final pasları hem de sonuçlandırma aşamaları hep eksi yazdı Okan Buruk ve ekibine. Bahsini geçirdiğimiz final pasları ve sonuçlandırma aşamaları başarılı şekilde gerçekleşmiş olsa lig özelinde atılan gol sayısı mevcut sayının 2 katı fazlası olabilirdi. Ek olarak Şampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkma muamması da çoktan buhar olabilirdi. Bu doğrultuda Okan Buruk ve ekibi de camiasından ve medyadan şu anki övgünün çok daha fazlasını almıştı bile…

Dillendirmiş olduğum konu üzerine bağlantı kuracağımız ilk oyuncu Kerem Aktürkoğlu olabilir. Kerem Aktürkoğlu, final pasını iyi servis etmesinin yanında sonuçlandırma aşamasını da başarıyla gerçekleştirdi ve 1 gol 1 asist hanesine yazarak Manchester United maçı sonrasındaki yükselişine devam etti. Okan Buruk’tan da 5 yıldızlı aferini aldı muhtemelen…

 ‘’BEK’ LENMEDİK PERFORMANS BARIŞ ALPER’DEN

Şampiyon olunmuş sezonun son bölümünü sükseli şekilde kapatmış olan Kazımcan ve Bundesliga’nın en skorer sol beklerinden olan İspanyol oyuncu Angelino…

Yıllardır sol bek mevkiisinde kronikleşen sıkıntısı devam eden Galatasaray, yaz transfer döneminde Angelino gibi marka ismi kadrosuna kattı. Defansif defoları olduğunu bildiğimiz ancak çok fazla skor üretimi yaptığını, dolayısıyla bu defansif defolarını katılacağı hücum aksiyonları ile kapatacağını düşündük. Ki mantıksız sayılmazdı. Lakin istenilen performansı bir türlü sahaya yansıtamayan Angelino zaman zaman yedek kulübesine alındı, Kazımcan forma şansı buldu. Tam bu noktada geçen sezonu sükseli kapatan Kazımcan’ın performansı da tatmin etmeyen türden oldu. Kazımcan’ın geçen sezon en güçlü silahı olan atletizmi bu sezon özelinde bulduğu şanslarda sönük kaldı. Bunun yanına hücum yönündeki üretkenliği de kısır döngüye kapılınca Okan Buruk ve ekibi farklı bir formül planladı. Geçtiğimiz hafta Pendikspor’a karşı Barış Alper Yılmaz’ı sol bekte denedi Okan Buruk. Taraftarı tatmin ettiği gibi teknik ekibi de tatmin etmiş olmalı ki bugün ilk 11  tahtasında sol bek olarak başladı Barış Alper Yılmaz.

2 maç bizlere sağlıklı bir referans olabilir mi emin değilim ama şu noktada emin sayılırım: Barış Alper Yılmaz, hem Angelino’nun hem de Kazımcan’ın önünde bir performansla oynadı. Maç boyunca iyi bir grafik çizen Barış, maçın uzatma dakikalarında orta alanda yapmış olduğu top süpürme aksiyonu ve sonrasında ceza sahasına koşu gösteren Bakambu’ya gönderdiği top sonrası penaltı kazandı Galatasaray. Böylece Barış Alper Yılmaz’ın aksiyonu ile başlayan pozisyon, İcardi’nin penaltısı ile golle sonuçlandı.

Ocak ayında kronikleşen sol bek mevkiisine ekleme olması büyük olası. Yani Barış Alper Yılmaz’ı uzun soluklu olarak sol bek izleyeceğimizi düşünmüyorum fakat şu süreçte kullanılabilir gibi duruyor. Elbette stabil bir sol bek performansı beklemek hata olur onu da eklemek lazım.

NEDEN OLMUYOR TETE?

Haftalardır bir türlü patlama yapamayan genç yıldız Tete, bu maçta fazlasıyla pozisyona girdi ancak tamamını harcadı. Takımın genel kimyasında olan ve yukarıda da bahsini geçirmiş olduğum final pasları ve sonuçlandırma aşamaları çok fazla göze çarptı Tete özelinde. Rakip yarı sahasındaki etkinliği ve ceza sahası çevresindeki tehdit oluşturması efektif elbette. Ki bence Galatasaray’daki en iyi maçını çıkardı. Lakin burada tabelayı yapamaması farklı yorumlamalara itiyor bizleri. Bir oyuncunun 35-40 maçlık fikstürde elbette bu tarz maçlar çıkartması mümkün ama Tete özelinde istikrarsızlık olduğunu söylemek mümkün.

Muazzam bir yetenek kitine sahip, oyun repertuarı yaşına göre gelişmiş. Bundan şüphe yok ancak taraftar özelinde istenilen sükseli patlamayı bir türlü yapamamış ve teknik ekip adına da +1 tabela yapma eksikliğini giderememiş olması can sıkmaya başladı gibi gözüküyor. Ki Okan Buruk, kaçırdığı bir pozisyon sonrası biraz tepki gösterdi kenarda…

Fakat işin pozitif yönüne bakacak olursak: Hem sol kenar hem de sağ kenarda her an tehdit oluşturabilecek veya efektif olabilecek 2 net oyuncusu var Galatasaray’ın. Bu yönden bakıldığında zengin bir oluşuma sahip Okan Buruk.