Mourinho rakibinin gücünü ciddiye aldığını gösterir biçimde yerleştirdi takımını.

Okan hocanın planı ise;

Mourinho'nun beklediğini önce ona sunmak ve karşılama planının başarılı başladığını hissettirmekti. İlk beş dakika sezon başından beri eleştirilen uzun toplarla Fenerbahçe savunmasını yüksek top karşılamaya hazır biçimde geri itti.

Asıl plan ise Fenerbahçe savunmasını geriye doğru itip, yaratılan blok arası boşlukları işlemekti. 

Mertens - Yunus ikilisi sürekli hat arası boşluklara kayarak top istedi. Ve Galatasaray oralara giden koridorları riskli paslarla değil top taşıyarak aştı.

Fenerbahçe'de buna yanıt verecek bir oyuncu yoktu.

Fred'in önceki haftalarda takım boyunun kısa olması sebebiyle her bölgeye +1 olarak gitmesi bu plan çalışmayınca -1 haline dönüştü.

Ön hatta baskı yapmaya çalışan Dzeko-Szymanski ikilisi arkadan destek alamadı.

Fenerbahçe, uzun yıllardır ilk kez kendi savunmasını kendi yarı sahasının yarısına kurarken ön hattı rakip stoperlere basıyordu.

Bu kadar uzun ve geniş alanı oynamak ise Fred ve İsmail ikilisine kalmıştı.

Okan Buruk hafta boyu rakibinin demeçlerine yanıt yetiştirmeye çalışmak yerine hedef maça odaklanmış.

Mourinho ise psikolojik savaş taktikleri dışında ayrıca esktra bir derbi planına çalışmamış gibi görünüyordu.

Basın toplantısına katılmayarak da bir nevi sorumluluğu üstüne almış oldu.

Karşılıklı taktik hamlelere sahne olan ikinci yarıda ise en son geldiğimiz nokta uzun boylu santrfora kenarlardan top şişirmek oldu.

Belki büyük kupaların finallerinde kaybedecek bir şey kalmadığında denenmesi yadsınamaz fakat imdat çekici olarak ilk kullanılan varyasyonun bu olması kafalarda ciddi soru işareti bıraktı.

Süper Lig Mourinho'ya hoşgeldin dedi.

Del Bosquelere, Rijkaardlara, Aragones ve Zemanlara da bir zamanlar dediği gibi.

Bu lig, dışarıdan göründüğü kadar hafife alınacak bir lig değil.

Özellikle büyükler ile diğerleri arasında bu kadar makas açılmışken derbiler, kilit önemdedir.

Mourinho için buruk bir sınav oldu.

Kariyerinde bir çok kez karşılaştığı bir neticeydi belki de. Fakat gelişinden bugüne oluşan ambiyans ve bundan kaynaklanan özgüven ciddi anlamda silkelendi...