Son 16 turu heyecanı 7 ve 8 Temmuz olarak iki günde tamamlandı. Bu iki günü sizlere iki parça olarak değerlendirmeye çalıştım, Keyifli Okumalar!

Bugün farklı bir köşe yazısıyla sizlerleyim…

Wimbledon 2024 heyecanı hız kesmeden devam ederken sona doğru yaklaştık, son 16 tur eşleşmelerini geride bıraktık.

Son 16 turu heyecanı 7 ve 8 Temmuz olarak iki günde tamamlandı. Bu iki günü sizlere iki parça olarak değerlendirmeye çalıştım, Keyifli Okumalar!

7 Temmuz eşleşmeleri

Carlos Alcaraz – Ugo Humbert:

Son Wimbledon şampiyonu Carlos Alcaraz,  Fransız raket Humbert’i 4 set sonunda geçti fakat maça dair önemli notlar var.

Carlos Alcaraz’ın en büyük defosu servisleri… Maç boyunca -bu seviyedeki bir oyuncu olarak- 6 çift hata ile oynarken rakibi 1 çift hata ile oynadı (Tenisi taşıyan yeni rekabetin mimarlarından olan Jannik Sinner, son maçında 0 çift hata ile oynadı) Servislerine vasat dersek yanlış olur ama sadece olgunlaşması için daha fazla süreye ihtiyacı var gibi görünüyor. Elbette bir oyuncunun servislerinin gelişmesi ciddi mesai isteyen bir süreç, belki de tenisteki diğer becerilerden gelişimi en zor ilerleyen beceri... Yaşı daha 22 ve servislerini en önemli silahı haline getirmesi için önünde uzunca bir süre var, iyi değerlendirmeli.

Ek olarak zaman zaman oyunda kaybolan bir Carlos Alcaraz da var. Bunu önceki turlarda da gözlemledik. Oyuna dikkatini verdiği her sekansta galip çıkmayı başarıyor. Ki buraya kadar bu becerisi ile geldi. Fakat bu bahsini geçirdiğim oyundan kayboluşları, onun ekstra efor harcamasına sebep oluyor. Bu da dolaylı yoldan maçını riske sokuyor, ilerleyen turlar için kondisyonunu zedeliyor.

Ugo Humbert ise ilk 2 set hiç bir şekilde rakibinin servisini kıramadı. Buna rağmen riskli oynadığı her sekanstan üstün çıktı, önemli puanlar alarak varlığını gösterdi. Üçüncü sette ilk iki setin aksine tam 5 servis kırma puanı ile oynadı. Buna paralel olarak üçüncü sette galip gelerek skoru 2-1 yapmayı başarmıştı.

Jannik Sinner – Ben Shelton:

Dünya 1 numarası ile Ben Shelton karşılaşması günün ikinci maçıydı ve 3 sette tamamlandı.

Ben Shelton, Sinner ile karşılaşmadan önceki gün yağmur sebebiyle tatil olan maçını tamamladı ve neredeyse bir tenis maçı oynadı. Yani Sinner karşısına 24 saat geçmeden çıktı ama bunun sorun olmayacağını söyledi maçtan önce… Fakat her şeye rağmen yorgunluk belirtisi diyemesem bile oyun iştahını son setteki tie-break dışında pek göremedim.

Dünya 1 numarasının servisleri bu maçta fazlasıyla tatmin etti. Tüm maçı 0 çift hata ile oynadı Jannik Sinner. Çift hata yapmadı belki ama basit hataları ile ön plana çıktı. Özellikle üçüncü sette oyundan fazlasıyla düştü, tam 17 basit hata ile oynadı. Önceki 2 setin basit hata toplamı sadece 12 iken son setteki basit hata artışı göze çarptı.

Tüm bunlara rağmen müthiş bir tie-break mücadelesinden sonra maçı 4. sete uzatmadan çeyrek final biletini cebine koydu Jannik Sinner.

Grigor Dimitrov – Daniil Medvedev:

Günün üçüncü karşılaşması Grigor Dimitrov’un sol bacağındaki sakatlık nedeniyle ilk set tamamlanmadan bitti. Böylece Daniil Medvedev, çeyrek finalde Jannik Sinner’in rakibi oldu.

Buraya boş kalmaması adına şöyle bir ekleme yapayım, hem de gelecek maça referans olsun: Daniil Medvedev ile Sinner kariyerlerinde 11 kez karşı karşıya gelmişler, 6 maçı Medvedev 5 maçı ise Sinner kazanmış. Bunların sadece 1 tanesi grand slam... O da Avustralya açık. Hatırlarsınız; Jannik Sinner, finalde Medvedev’i 5 set sonunda mağlup edip kupaya ulaşmıştı.

Tommy Paul – Bautista Agut:

Günün son karşılaşması olan bu mücadelenin tamamını takip edemediğim için fazla yorum yapamayacağım.

Söyleyebileceğim tek şey: Paul’un ilk setteki dominant oyunu…

Paul’un servisleri baya etkiliydi (%85 kazanma oranı) ve 4 Ace ile ilk seti geçti. Bunun yanına ek olarak 2 kere de servis kırma puanı ekleyerek ilk sette baya dominant olan taraftı ve 6-2 ile ilk seti tamamladı.

ikinci sette zorlansa dahi etkili baseline oyunuyla tie-break’i kazandı, üçüncü set ile birlikte çeyrek final biletini cebine koydu.

8 Temmuz eşleşmeleri

Musetti – Perricard:

Günün açılış maçında ilk sette 9 basit hata ile oynamasına rağmen galip gelen taraf 6-4 ile Perricard oldu. İtalyan raket Musetti, maça zaman zaman dahil oldu fakat potansiyelinin tamamını ortaya koyamadı.

İkinci sette işleri tersine çeviren Musetti, daha dominant bir oyun sergiledi ve 6-3 ile maça denge getirdi.

Üçüncü set ile birlikte geri dönüşün fitilini ateşledi ve 6-3 ile tekrar avantajı eline aldı. Dördüncü sette ise fişi çekti. Böylece ilk kez tam 3 İtalyan çeyrek finalin biletini kaptı. Bunlar: Kadınlarda Paolini, erkeklerde ise dünya 1 numarası Sinner ve Musetti…

Fils – De Minaur:

De Minaur 1. ve 2. setlere hızlı girdi, hızlı çıktı. İki seti de 6-2 ile geçti. Fils, hiç varlık gösteremedi. Fakat üçüncü sette maça öyle bir ortak oldu ki rakibi Minaur’u hiç bırakmadı, sürekli takipte kaldı ve seyircinin de desteğini arkasına aldı. Rüzgar gibi esti ve 6-4 ile kazandı, durumu 2-1’e getirdi. Ancak dördüncü sette De Minaur adeta ‘’daha fazla ilerleyemezsin’’ diyerek rakibini 6-3 ile geçti. Servis kalitesi düştü ama returnları ile puanları topladı. Elbette Fils’in üçüncü sette harcadığı efor dördüncü sette onu daha da geriye çektiğini söylemekte mümkün. Henüz 20 yaşında ve ilk kez bir grand slam’de 4. turda mücadele etti, onun için güzel bir test oldu.

Fritz – Zverev:

Djokovic – Rune maçından sonra merakla beklenen ikinci maç diyebiliriz.

Zverev’in servis kalitesinin arşa çıktığı bir maç izledik. Tam 9.5 reyting alarak inanılmaz bir servis kalitesine ulaştı. Rakibine ilk iki set servis kırma puanı göstermedi. İlk seti 6-4 ile kısmen rahat geçen Zverev, ikinci sette gene muazzam servislerine rağmen set tie-break sonucu belirlendi. Burada da 7-6 ile üstün gelen taraf Zverev oldu. Her şeye rağmen Fritz, güzel oyun sekanslarını izletiyordu.

Üçüncü sette artık Fritz’in aksiyon alması şarttı. Servislerini önceki iki sete göre daha iyi kullandı, puana çevirme yüzdesini artırdı. Zverev’in bazı basit hataları ile set 6-4 ile Fritz’in oldu ve genel skor 2-1 oldu.

Dördüncü sete uzayan maçta Zverev servislerini tekrar aktif duruma getirdi, Fritz de buna ortak oldu. Baya yakın giden set, tie-break ile belirlendi. Tie-break’i dominant şekilde geçen Fritz oldu. Ne zaman ralliler uzasa, Fritz’in hanesine puan olarak yazılmaya başladı.

Beşinci sete uzayan maç, artık alev almış durumdaydı. Hem Zverev hem de Fritz gergin şekilde korttaydı ama momentumu arkasına alan daha çok Fritz idi. İnanılmaz özgüveni ile 2-0 gibi bir skordan dönmüştü ve bulunduğu seti aldığı takdirde muazzam bir işi başarmış olacaktı. Öyle de oldu, adeta çeyrek final biletini söktü aldı… Zverev’in omuzları düştü, oyundan mental olarak baya uzaklaştı. Hatta Fritz’in attığı bazı toplara koşma zahmetinde bile bulunmadı. Durum böyle olunca Fritz adını çeyrek finale yazdırdı.

Maçta her iki oyuncunun da çeşitli hücum etmediğini, genel anlamda servislerini ve baseline oyunlarını kullandıklarını gördük. Zaman zaman Fritz’in dahil olduğu ralliler dışında uzun olmayan ralliler izledik.

Dip not: Taylor Fritz, 2022 Wimbledon çeyrek finaline çıkma başarısını bu sene de tekrarlamış oldu.

Rune - Djokovic:

Yazacak hiçbir şey yok.

Novak Djokovic… Bu adam 4 hafta önce ameliyat oldu ve bu haliyle çeyrek final biletini cebine koydu.

Novak Djokovic gerçekten ne başarırsa başarsın asla doymayan bir oyuncu. Belki de onu bu kadar başarıya ulaştıran güç bu…

Maçtan önce Holger Rune özelinde beklentiler daha yüksekti elbette... En azından 1 set alır diye düşünüyordu teniseverler. Lakin, 3 set boyunca hiç varlık gösteremedi Danimarkalı.

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler, takipte kalabilirsiniz çünkü çeyrek final, yarı final  ve final eşleşmelerinde de buradayız…