Son 16, çeyrek final ve yarı finalde olduğu gibi bir başka değerlendirme yazısıyla daha sizlerleyim. Onun adı da final.
Wimbledon 2024 heyecanı sona erdi, çim sezonu yeşiliyle birlikte kapandı.
Son 16, çeyrek final ve yarı finalde olduğu gibi bir başka değerlendirme yazısıyla daha sizlerleyim. Onun adı da final.
Keyifli okumalar!
...
Carlos Alcaraz – Novak Djokovic:
Son şampiyon, Golden Boy, Carlitos… Ne derseniz diyin bu çocuk 21 yaşında dördüncü Grand Slam zaferine ulaştı (2022 Amerika Açık, 2023 Wimbledon, 2024 Roland Garros + Wimbledon)
Carlos Alcaraz, turnuva boyunca bahsini geçirdiğimiz ‘’oyundan kayboluşlarını’’ maç boyunca hiç bir periyotta yaşamadı. Bu psikolojiye girme eğiliminde dahi bulunmadı. Çimde tamamen dominant, ayakları yere sağlam basan bir Carlos Alcaraz vardı.
İlk sette henüz ilk oyunun kazananın belirlenmesi bile çok uzun sürdü, maç çok yoğun başladı. Sette ilk puanı Carlos Alcaraz kopardı ve devamı çorap söküğü gibi geldi… Sette hızı ve yönü çok doğru olan efektif vuruşlarla ilk seti 6-2 tamamladı. Bu süreçte Novak Djokovic iyi bir görüntü vermedi. Ki bu beklenmiyordu... İlk setteki servisleri rakibini zorlayacak türden değildi. Yetmedi 9 basit hata ile oynadı. Çoğu kişi ‘’ikinci sette toparlar, maç 5 sette tamamlanır’’ ya da ‘’tıpkı geçen seneki gibi 5-6 saat sürer bu mücadele’’ demiştir.
Djokovic daha da kötüye gitti. Carlos Alcaraz tüm silahlarını kortta kullanmaya adeta yemin etmiş gibi her şeyini veriyordu. Sahada irrasyonel değil tamamen rasyonel şekilde hareket ediyordu, farklı vuruşlarla oyunu renklendiriyordu. Bu doğrultu da rallileri de uzun tutmadı, en güçlü silahı olan drop shotlarını fazlasıyla (kısa top) kullandı. Rallileri ne kadar kısa tutarsa, puan çıkartma oranı da o kadar arttı. Novak Djokovic adına ise bu durum eksi yazdı elbette…
Novak Djokovic, oyundan düştüğünü kabullenmiş gibi hareketlerde bulunmaya başladı ama maç oynanırken ‘’Novak Djokovic bu değil’’ dediğimi hatırlıyorum (Fakat 1 ay önce ameliyat olan bir sporcuya göre bu turnuvada bu kadar ilerlemesi de onun ne kadar büyük bir tenis figürü olduğunu kanıtlıyor.)
Üçüncü sette oyunu kaybetmenin vermiş olduğu ‘tatminkar konfor’ ile daha rahat oynadı. Sanırsam bu konfor onu daha iyi gösterdi kortta. İlk servislerinden önemli puanlar çıkardı (Djokovic turnuva boyunca -bu maç dışında- rakiplerine sadece 5 kere servis kırdırdığını hatırlatalım) Carlos Alcaraz Djokovic’in turnuva boyunca rakiplerine kazandırdığı servis kırdırma puanını (5) tek maçta kırdı.
Üçüncü sette 3 kez maç puanı servisi kullanan Carlos Alcaraz, bu teklifleri geri çevirdi ve set tie-break’e gitti. Tie-break’te gülen taraf Carlos Alcaraz olduğu gibi genel skorda gerçekten 3-0 olmuştu… Çok erken bitmedi mi maç? Biz şimdi ‘’final’’ izlemiş mi olduk?
Jasmine Paolini – Barbora Krejcikova
Bu sene tek kadınlarda sürprizlerin turnuvası oldu… Favoriler elendi, favori olmayanlar sahne aldı. Jasmine Paolini de bunlardan birisiydi ve final gördü.
28 yaşındaki İtalyan, birkaç hafta önce Fransa’da Roland Garros’ta final görmüş ancak kaybetmişti. Haftalar sonra çim korta çıktı ve tekrardan bir Grand Slam finali oynadı. Bu inanılmaz yükselişi onun destekçilerini de artırdı. Fakat ilginçtir teniste Çek sporcuların özel bir yeteneği var. ‘’Bir yere kadar ilerleyebilirim çünkü bir Çek tenisçi gelip beni turnuva dışına itebilir’’ düşüncesi diğer tenisçilerde hâkim olabilecek bir düşüncedir. Hatta bunu kaybettiklerinde argüman olarak bile kullansalar yeridir.
Barbora Krejcikova 2021 senesinde toprak kortta Roland Garros zaferini yaşamıştı. Şimdi ise çim kortta zaferini elde etti. Jasmine Paolini’ye sürpriz dedik fakat Krejcikova da çok beklenen bir isim değildi. Final yolunda (yarı final) Rybakina’yı eleyip finale çıkına favorinin adını daha yeni koymuştuk aslında…
Barbora Krejcikova 3 sette Paolini’yi geçti fakat Paolini’nin bu yükselişi nasıl anlatılır bilemiyorum…
Aslında bu konuya ‘’İtalyan Tenisi’’ penceresinden bakmak daha faydalı olabilir. İtalya, tenis özelinde nasıl bir politika izliyor? Bunun derinine inmek elzem.
Jannik Sinner erken elendi ama Lorenzo Musetti de -tıpkı Paolini gibi- turnuvaya damga vurdu. Novak Djokovic gibi bir oyuncuyla karşılaşmasa belki finalde Carlos Alcaraz – Lorenzo Musetti izlemiş olacaktık…
Tenisin yeni taşıyıcıları olarak nitelendirdiğim/nitelendirdiğimiz Jannik Sinner – Carlos Alcaraz ikilisi -sakatlık vs. olmazsa- tenisin önündeki 10-15 yıllık periyota damga vuracak isimler. Fakat yanlarına, arkalarına gelecek 1-2 isim daha gelse tenise yeni bir bakış açısı gelirdi.