Mourinho, Bodrum FK maçına, iç koridorları etkin kullanacağı, stoperleri enine bir yere kümeleme odaklı bir 4-4-2 ile çıktı.

En Nesyri ve Dzeko bir çok pozisyonda, oyun 3. Bölgeye doğru akarken koordineli biçimde ya stoperleri sola çekmeye odaklı hareket ettiler ya da sağa. 

Bunların inisiyatifle yapılmış olma ihtimali elbette çok düşük. 

Bek oyuncularını, stoper alanında savunma yapmak zorunda bırakacak bir 3. Bölge planı çok barizdi. 

Saint Maximin ve İrfan kullanılış biçimi ise enteresan bir 2-3-5 tadı verdi. 

Santrforlar birbirine olabildiğince yaklaştı ve bekler çizgiye bastılar. Stoperler kenara doğru açılıp merkezi Amrabat'a teslim ettiler. Oyuna genişliği bekler ile vermek, yetenekli isimleri fiziksel olarak çabuk reaksiyon veremeyen Bodrum iç oyuncuları ile eşleştirmeye yaradı. İrfancan ve Maxi topla her buluştuğunda bir kanatta daralan diğerinde genişleyen, opsiyonları sayıca fazla bir hücum setine yüzünü döndüler. 

Yapılan ortaların da direkt çizgi ortası değil çapraz toplar olması da geçtiğimiz haftalara kıyasla önemli ayrıntılardan birisiydi.

Hasılı kelam Fenerbahçe, dakikalar ilerledikçe direnci artması muhtemel bir rakibe, sürekli hücum ederek bir nevi uzak savunma da yapmış oldu.

Maç bazlı baktığımızda pozitif ve yormayacak bir oyun planı ve rahat 2 gol ile kazanılmış keyifli bir iç saha maçı diyebiliriz.

Hem ofansif hem defansif setlerde rakibinin ne yapacağını belirleyen bir Fenerbahçe izledik. 

Mourinho tüm maçlara bu ciddiyetle çıkarsa, oluşturulan negatif hava da çabuk dağılır gibi...