Ankara’da yaşanan terör saldırısında şehit olan vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet; yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
…
Kabul edelim maçtan önce kafalarda çeşit çeşit sorular vardı. İlk 11’ler açıklandıktan sonra aslında bu sorular bitmedi, aksine daha boyutlu bir hal aldı. Jakobs’un yokluğunda üçlü sistemi tercih eden Okan Buruk, her şeye rağmen Yunus Akgün’ü de kesemezdi elbette… Yunus’un maçtaki çalışkanlığı Okan Buruk’u yanıltmadı. Çift forvet mi, yoksa tek forvet mi muamması ise Icardi’nin sahadaki rolünü görünceye kadar devam etti.
Icardi’nin merkeze, yani derine gelerek takımın pas trafiğine katılması, ikinci bölge dediğimiz yerde takıma +1 oyuncu olması aslında takımın diğer parçalarını çalıştırır duruma getirdi. Mauro Icardi’nin bu rolü ile Osimhen’in çapraz koşuları birleşince rakibi çalkalamak oldukça kolay oldu. Bunun üstüne Mertens’in oyun aklını katınca üçüncü bölgedeki hücum üretkenliğinin verimliliği de arttı.
Rakip, özellikle ilk yarıda anti-tez üretmekte zorlandı. Çünkü rakip sahada her yaşanana vakıf olmakta güçlük çekti. Üçüncü bölgeye gelene kadar merkezde çoğalarak rakip yarı sahaya yığılman ve Osimhen’in kanatlara çapraz koşu atması aslında rakibin elini kolunu bağlayan türdendi. Bu noktada Barış Alper Yılmaz’ın Mertens ile uyguladığı al-ver oyununun efektifliği de Galatasaray’ın üçüncü bölgedeki öldürücü darbesi oldu.
Tempo ve sürdürülebilirlik… Bu iki kavramın kusursuza yakın kimyalandığı, çalıştığı denklemde Elfsborg’un -kalibre gereği- size cevap niteliğinde sunacağı bir şey yok. Aksi yaşanırsa bu tür arenalarda, bu tarz takımlar size şaşıracağınız tablolar yaşatabilir. İlk yarı ve ikinci yarıda yaşananlar bu yorumun altını doldurur nitelikte…
Galatasaray ilk golden önce fazlasıyla gol girişiminde bulundu ve meşin yuvarlağı ağlara gönderemedi. Dolayısıyla Galatasaray, temposunu yükselterek ilk yarıyı tamamlamasaydı farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. Gittiğini atmazsan (Osimhen ve Icardi’nin olduğu takımda bile bu olabilir, futboldan bahsediyoruz) ufak bir dikkat kaybında ağlarında topu görmen içten bile değil. Çünkü sahaya çıktığın 11 bunu anlatıyor. Ya öldür, ya öl…