Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi 3. eleme turu ilk maçında deplasmanda Fransız ekibi Lille'e 2-1 mağlup oldu.

Sezon başında hazır olmadan Şampiyonlar Ligi’ne katılmak için oyun gücü ve estetiği bir kenara bırakarak daha radikal ve realist bir oyunla kazanmak her şeyden daha önemliydi. Şu ana kadar Fenerbahçe’nin oyun gücünü beğenmememe rağmen bu turnuvada sonuç almak her zaman öncelikli olmalı.  Sezon başındaki hazırlık sürecinin yetersizliği, takımların ideal performans seviyelerine ulaşmasını engelleyebilir. Böyle bir durumda, estetik futbol anlayışından ziyade savunma güvenliği, hızlı geçiş oyunları ve pragmatik taktiklerin daha etkili olacağını  anlıyorum. Özellikle ikili eleme maçlarında iyi oyun yerine doğru ve gerekli skoru almak her şeyden daha önemli.

Lille takımı, 4-2-4 taktiği ile ileride çok sert pres yapan bir takım. Maçtan önce Fred gibi, topu aldığında hızlı şekilde dönerek takımı baskıdan çıkaran bir oyuncunun yokluğunda nasıl bir çözüm üreteceğimiz merak konusuydu. Bu tarz bir pres karşısında, topu savunmadan hızlı ve doğru bir şekilde çıkarmak büyük önem taşıyordu. Fred’in yokluğunda, takımın bu baskıyı nasıl aşacağı ve hangi oyuncuların bu eksikliği gidereceği kritik bir soru işareti oluşturuyordu.

Fred’in yokluğunda, Lille’in önde baskı yapacağı maçta Mert Müldür ve Ferdi Kadıoğlu’nun beklerde  tercih edilmesi oyun kurulumunun nasıl kurgulandığı hakkında bize bilgi verdi. Ancak istenen oyun tavrını görmedik. Bu iki oyuncu, baskı anında presi kırma konusunda daha etkili olduğu için tercih edilmiş. Mert ve Ferdi, 1’e 2’ler ve dikine hareketlenmeleri daha olumlu şekilde başararak, Lille’in baskısını etkisiz hale getirebileceği amaçlanmış. Ancak Ferdinin olduğu kanatta rakibin aşırı hücum gücü onun ofansif farkındalığını alışık olmadığı Maximin ile oynayınca resmen yok etti. Bu maça özel geçen seneki Tadic-Ferdi, Osayi-İrfan bağlantısına ihtiyaç ilk yarıda inanılmaz göze battı.Maximin beklediğimden daha hareketli ve fiziksel olarak hazır görünse de Ferdiyi kullanma becerisi Tadic ile kıyaslanmaz. Ama gelecek adına doğru oyuncuya gidildiğini net olarak gördük. Fenerbahçe yıllar sonra safkan A kalite bir kanat oyuncusuna sahip oldu.


BİR KRUNİC MESELESİ

Fred’in yokluğunda Krunic tercihi, geçen sene sayısız defa aldığı şansı kötü kullanan Boşnak orta saha için büyük bir şansken, Mourinho’nun bu hamlesine hiç anlam veremedim. En iyi oyununda bile tempo ve ikili mücadele anlamında oyunun içine hiç giremeyen bir oyuncuyu bu kadar zor bir deplasman için en önemli mevkide sorumluluk vermek çok riskli bir tercih .Nitekim ilk yarıda yalnızca 12 kez topla buluştu. Bu kadar az temasa geçmesi ve oyundan bu denli kopması, orta saha oyuncuları arasında alışılmadık bir durum. Performansının bu denli düşük olması, ciddi bir hayal kırıklığı yaratıyor. Bu durum, teknik anlamda büyük bir skandal olsa da 83 dakika sahada kaldı.


Krunic, geçen sezon boyunca beklentilerin altında kalmış bir oyuncu. Tempo ve ikili mücadele eksikliği, onu özellikle zor deplasman maçlarında zayıf bir halka haline getiriyor. Mourinho’nun Krunic’e bu denli önemli bir rol vermesi, takımın genel stratejisi ve maçın akışı açısından büyük bir risk taşıdı. Özellikle yanıldığımı görmek için ilk yarı ona olumlu bakmaya çalıştım .Ancak İsmail çırpınırken, fiziksel olarak istese bile oyunun içinde var olamadı. Onun bu temassız oyunu Lille orta sahasını  1. bölgemizde set oyununa çok rahat yerleştirdi

2. yarıda doğru baskı yaparak oyun üstünlüğünü tamamen elimize  almamız, İrfanın olağanüstü golüyle bütün şartları lehimize çevirdi. (Ayrıca bu golü yine Şampiyonlar liginde Medipol Başakşehir-Leipzig maçındaki frikik golünün neredeyse aynısı olduğunu söylemeden geçmek istemiyorum.) Açıkçası o dakikadan sonra 2. Golü yemeyi değil öne geçmeyi hayal ediyordum. Oyun tam olarak istediğimiz şekle bürünmüştü. Ama dünyanın en absürt durumlarından biri daha takımımızın başına gelerek 90. dakikada 2. defa kendi ağlarımızı bulmamız  böylesine zor bir deplasmanda bir çuval inciri berbat etti. Takımın ilk yarıdan sonraki reaksiyonu oyundaki eksiklikleri doğru okuyup, rakibi hataya zorlaması turu ellerimizin arasına getirdi. Ancak orta sahadaki rotasyon eksikliği sonrası oyunu tutacak beraberliği koruyup 2. golü bulmamızı sağlayacak olanağı yakalayamadık. Çok net söyleyebilirim ki orta saha transferi bu maça yetişmiş olsa tur avucumuzun içindeydi.Bu nedenle bu turun bütün sorumluluğu bu önlemi almayan yönetimindir.